www.ocianews.com/ bedava bahis bahis siteleri
Bugun...



Çıkarsınlar adaylarını görsünler Hanya'yı Konya'yı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.

facebook-paylas
Tarih: 21-06-2022 22:08

Çıkarsınlar adaylarını görsünler Hanya'yı Konya'yı

Ülkemizin her yöresiyle, milletimizin her ferdiyle gönül köprüleri kuruyor, bu köprüde kucaklaşmanın, uzlaşmanın ve paylaşmanın güzelliklerini tadıyoruz.

Yürekte olanı görmek için yürekten ilerliyor, yüreğimizle bakıyoruz.

Duruşumuzu samimiyet ve sevgiyle pekiştiriyoruz.

Mücadelemizi inançla ve iradeyle sürdürüyoruz.

Siyasi, ahlaki ve vicdani hiçbir ölçü tanımayan,

İlkesi, iradesi ve heyecanı olmayan,

Yalan, riya ve istismardan başka sermayesi kalmayan,

Sorunlara başka başkentlerin odağından bakan,

Başarısız, kötü niyetli, şaibeli ve zillete düşmüş çirkef siyasi zihniyetlerin maskesini indirmek için mücadele ediyoruz.

Bunun yanında Cumhur İttifakı’nın gelecek hedeflerini anlatıyoruz.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin muazzez siyasetini, muhtevalı mesajlarını yüksünmeden ve öf bile demeden aktarıyoruz.

Hiçbir insanımızı dışlamıyor, hiçbirisini önemsiz görmüyoruz.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bütün imkânlarımızı seferber ederek, bunun yanında geceyi gündüze katarak 2023 yılında yapılacak Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimlerine hazırlanıyoruz.

“Adım Adım 2023; İlçe İlçe Anlatma ve Aydınlatma” temasıyla icra ettiğimiz çalışmaların cesameti günden güne etkinlik, derinlik ve genişlik kazanmaktadır.

"Leyleğin ömrü nasıl laklakla geçiyorsa, basit ve bayağı siyasetin ömrü de polemikle, pişkinlikle gelip geçecektir. Cumhuriyetimizin 100. yılına hazırlanıyoruz. İnsanımızın yüreğine yağmur gibi yağıyor, umutlarını yeşertiyoruz.

Dönen dönsün biz dönmeyiz. Yolumuzda duran dursun biz durmayız.  Cumhur İttifakı’nın gelecekteki Türkiye tasavvurunu paylaşacağız. Oynanan oyunların iç yüzünü anlatacağız.

Ülkemizin hiçbir yerinde zillet ittifakının iddia ettiği gibi bir Türkiye tablosu yoktur. Cumhur İttifakı, Türkiye’nin her noktasında milletiyle oturup kalkıyor. MHP, vatanımızın her köşesinde insanımıza muhabbetle dokunuyor. 2023 yılında Cumhur İttifakı açık ara farkla sandıktan çıkacaktır. Zillet ittifakının şapkadan çıkaracağı aday kim olursa olsun Cumhurbaşkanımız muazzam bir irade gücüyle yüzde 50’yi fersah fersah aşan bir oyçokluğuyla yeniden Cumhurbaşkanı seçilecektir. Zillet ittifakını nasıl bir adayı vardır ki yıpranmasın diye açıklamaktan imtina ediyor. Son düzlüğü girilirken bu korkakça yaklaşımın ardından acaba bilinçli ve taktik bir geciktirme söz konusudur yoksa 6+1 formatlı masaya hakim olduğu anlaşılan derin bir çatlak mı etkilidir. 

Çıkarsınlar adaylarını görsünler hanyayı Konya’yı. Demokrasi er meydanıdır. Kasımda seçim olabilir diyen Kılıçdaroğlu ya kendini kandırıyor ya da hayal aleminde paraşütsüz uçuş dersleri alıyor.

Cumhurbaşkanlığı adaylığına çok istekli olan Kılıçdaroğlu’na partisinde ve ittifak ortaklarından yükselen itirazlar histeri nöbetleri yaşamasına da yol açmıştır. Bizim tavsiyemiz en yakın kliniğe müracaat etmesi ve çok fazla gecikmeye mahal vermeden tedavi altına alınmasıdır. Küreselleşmenin sonuna gelindiği iddiaları akademik ve siyasi tartışmaların ana malzemesi durumuna gelmiştir. Bugünkü şartlarda küresel ekonomi fırtınalı bir havada bozuk pusulayla yolunu bulma çabasındadır. 

ABD, Birleşik Krallık ve Almanya yükselen enflasyona karşı faiz silahına sarılmışlardır fakat silahtaki mermi gittikçe azalmaktadır. Bir süre sonra tetik boşuna çekilecektir.  Rusya- Ukrayna savaşlarının neticesinde rekor kıran gıda ve enerji fiyatları küresel enflasyonu zirveye çıkarmıştır.  Fiyat artışlarından yakınamayan ülke neredeyse kalmamıştır. Hayat pahalılığı kar topu gibi birike birike çığa dönüşmüş ve insanlığın üzerine yuvarlanmıştır. Gıda krizinin geri planında yüksek düzeyli tehditvari açıklamların hiç mi payı yoktur?

NATO Genel Sekreteri’nin ‘Savaşın yıllarca sürebileceği gerçeğine hazırlanmalıyız, Ukrayna’yı desteklemekten vazgeçmemeliyiz’ sözlerini nasıl yorumlamalıyız. Gıda sorunu yaşanıyorsa bunun öncelikle suçlusu barışçıl arayışları köstekleyen, kurulan müzakere masalarını dinamitleyen küresel emperyalizm değil midir?

Sayın Cumhurbaşkanımızın aktif girişimi sayesinde vücut bulan tahıl koridoru inşasıyla ilgili çabalara destek verilmesi gerekirken Fransa Cumhurbaşkanı’nın Almanya ve İtalya başbakanları ile birlikte bir tren yolculuğuna çıkıp Kiev’e gitmesi, bu vesileyle Romanya üzerinde bir güzergâh açılmasını istemesi bize göre aleni bir fırsatçılık, aynı zamanda siyasi yamyamlıktır.

Rusya ve Ukrayna savaşının sonuçları tüm dünyada hissedilmektedir. Bu savaş kapsamında dünyadaki buğday ve arpanın yüzde 30’unun engellenmesi, bunun da yaklaşık 40 milyon insanı açlığa mahkum edeceği son zamanlarda sık sık dile getirilmektedir. Mısır, bu olumsuz gelişmelerden en çok mağdur olan ülkelerin başında gelmektedir.

Putin’in tek kutuplu dünyanın sona erdiğini ve dünya jeopolitiğinde tektonik kaymaların yaşandığını ileri sürmesi kartların yeni baştan dağıtıldığına en azından karine teşkil etmektedir. Türkiye dünyanın yaşamış olduğu ortak sorundan pozitif olarak ayrışırken yatırım, üretim, ihracat alanlarında bir adım öne çıkmaktadır. Anadolu tahıl ambarıdır. Üreterek, çiftçilerimizi destekleyerek, ekim alanlarını genişleterek gıda krizinin bize yansımasını en aza çekmemiz mümkündür. Günün sonunda bozguncuların kaybetmesi bir kez daha teyit edilecektir.

Patates, soğan, domates, patlıcan fiyatlarını artırıp  milletimize kötümserlik aşılana bedbahtlara diyorum ki biraz insafınız varsa kimin tarafında olduğunu açıklayınız. İşte görüyorsunuz TÜSİAD Başkanı işi gücü bırakıp İsveç ve Finlandiya’nın yanında saf tutmuş. Neymiş geleneksel politikalara dönmeliymişiz. Üstelik fakirleşerek büyüyormuşuz. Bir kez olsun milli olsun. Bari adam gibi konuşun. Boş yapmayın, Türk de olamıyorsanız bari insan olun. 

TÜSİAD’ın göz kırptığı İsveç Kandil’in finans koridoruna dönüşmüştür. Bazı diziler, gösterişe ve mübalağaya yaslanmış magazin programları, karamsarlık servis eden haberler hepimizi ve herkesi rahatsız etmektedir. Sabahın en erken saatlerinden gecenin en geç vakitlerine kadar kavgadan, kargaşadan, kutuplaşmadan, değerlerimize yönelik linç girişimlerinden başka ekranlarda hiçbir şey göze çarpmamaktadır. Gidişat iyi değildir. Çocuk istismarı, kadın cinayetleri, tecavüz suçlarında caydırıcı, kalıcı sonuçlar alabilmek için gerekiyorsa idam cezası bile tartışmaya açılmalıdır. Ülkemizin şiddet haritası çıkarılmalıdır."

Kılıçdaroğlu aday olursa, bu adaylığı yeminli Türkiye düşmanlarının telkin ve tembihiyle gerçekleşebilecektir.

Kılıçdaroğlu, terörist Demirtaş için adaylığa hazırdır.

Kılıçdaroğlu, Sorosçu Osman Kavala için adaylığa gönüllüdür.

Kılıçdaroğlu FETÖ’cüleri eski görevlerine iade etmek için adaylığa heveslidir.

Kılıçdaroğlu, Türkiye’yi şikayet ettiği yabancı ülke sefirlerinin talimat listesini yerine getirmek, Biden’ı memnun etmek için adaylığa sıcaktır.

Bu zat önceliğimiz Türkiye diyor. Bu sözüne aslında kendisi bile inanmıyor.

Sayın Kılıçdaroğlu ne senin ne de ittifak ortaklarının önceliği Türkiye değildir, hiç de olmamıştır.

Bize hikaye anlatmayın, sizi bilen biliyor, Türk milleti topunuzla birlikte sandık başında hesaplaşmak için sabırsızlanıyor.

Terörle mücadelemiz kararlılıkla icra edilirken, yeni bir harekatın eli kulağındayken, Kılıçdaroğlu’nun Terörle Mücadele Yasası’nı yumuşatma sözü vermesi işbirlikçiliğin ve Batı’nın namına siyaset yaptığının belgesi ve tescilidir.

Sayın Kılıçdaroğlu, Terörle Mücadele Yasası’nın neresinden rahatsızsınız ?

Bu yasayı uluslararası hukuk normlarına göre nasıl şekillendireceksiniz?

AB’nin her yıl hazırladığı İlerleme Raporu’nda Türkiye’nin bu yasa nedeniyle eleştirilmesine sahip mi çıkıyorsunuz?

Terörle mücadeleden geri mi dönelim?

Silahı bırakan terör örgütü değil de, Türkiye mi olsun?

Bu kapsamda, CHP’li Maltepe Belediyesi tarafından 4-5 Haziran 2022 tarihinde düzenlenen, “Yeni Dönemde AB ve Türkiye Forumu”nda belirlenip kamuoyuna açıklanan sonuç bildirgesi Kılıçdaroğlu ve zihniyetinin utanç ve teslimiyet belgesidir.

İnançla haykırıyorum ki, zillet ittifakının, tarihi vakarımızdan ve milli varlığımızdan rövanş ve intikam almaya gücü yetmeyecektir.

Biz bu oyunu bozarız, zalimlere figüranlık yapan kokuşmalara asla boyun eğmeyiz.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak önemle ve altını kalın bir şekilde çizerek ifade ediyoruz ki:

Türkiye Cumhuriyeti adıyla ve üniter devlet çatısı altında, Türk milleti kimliği ile beraberce yaşayabilmemizin asgari kuralları 29 Ekim 1923 tarihinde Atatürk ve kurucu kahramanlar tarafından konulmuştur.

Bu tarihi gerçeği değiştirmek hiç kimsenin harcı olamayacaktır.

Başkentimizin Ankara, dilimizin Türkçe, bayrağımızın ay yıldızlı al bayrak, milli marşımızın İstiklal Marşı olduğu belirlenmiş ve Anayasamız tarafından da güvence altına alınmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti, ülkesiyle, milletiyle bölünmez bir bütündür, egemenlik unsurları itibariyle tektir, milli ve üniter bir devlettir.

Türk milleti tarihi ve kültürel kökleri bakımından birdir, diridir, çelik gibi sağlamdır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu, istiklâl mücadelemizin taçlandırılmasıdır.

Ay yıldızlı al bayrağımız şehitlerimizin örtüsü, bağımsızlığımızın,  egemenliğimizin, birlik ve beraberliğimizin sembolüdür.

İstiklal Marşımız, bu onurlu mücadelenin kahramanlık destanıdır ve o günlerin aziz hatırasıdır.

Milli birlik ve bölünmez bütünlüğümüzün dayandığı temeller tek devlettir, tek millettir, tek vatandır, tek bayraktır, tek dildir.

Biz bu kutlu değerleri ve kutsal emanetleri, göstermeye ant içtiğimiz yüksek fedakârlıkla, kararlılıkla, milli şuur ve millet sevgisiyle korumaya ve geleceğe taşımaya yeminliyiz.

Bunlar, bizim varlık ve yaşama nedenlerimiz, kırmızı çizgilerimizdir.

Bizim diyalog zeminimiz ancak bu kurucu ruha ve kurtuluş felsefesine saygı ve riayetle mümkündür.

 Bizim ayrılıkta, bölünmede, çözülmede, dağılmada, bölücü terörün ve Türkiye düşmanlarının dayatmalarında mutabakat aramamız, korkup sinmemiz asla ve asla mümkün değildir.

Beklentimiz ve ümidimiz, devamlı olarak yaptığımız sağduyu ve kucaklaşma çağrılarının bu ilkeler etrafında cevap bulması, zillet ittifakının da aklını başına alıp milletimizin ayranını kabartmaktan mutlak surette kaçınmasıdır.

Nitekim rüzgar eken, aynen ektiği yerde, ektiği zaman sadece fırtına değil, milli iradenin tufanını da biçmek durumunda kalacaktır.

AHM.VT

 







Etiketler :

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SİYASET Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI