www.ocianews.com/ bedava bahis bahis siteleri
Bugun...


Kemal Kılıçdaroğlu grup toplantısında konuştu
Tarih: 24-01-2023 14:08:50 Güncelleme: 24-01-2023 14:08:50 + -


"Ey Erdoğan yeterse, senin saraylarına yeter. Yeterse senin çocuklarının milyar dolarlık vakıflarına, beşli çetelerine, senin mafya babalarına, senin uyuşturucu baronlarına, senin pudra şekercilerine, Sinan Ateş’i öldürttüğünüz torbacılara, her türlü pisliği ülkemize sokan fotoromanına, ülkeye soktuğun milyonlarca kaçağa, senin o kadınlara küfreden diline, gençlere kan ağlatan torpillerine, hırsızlıklara, çakallara, SADAT’a, Asrika’ya, paramiliterlere. Evet, yeter söz milletindir...

facebook-paylas
Tarih: 24-01-2023 14:08

Kemal Kılıçdaroğlu grup toplantısında konuştu

Siyasetçinin ahlaklı olması lazım, siyasetçinin siyaset yaparken zenginleşmemesi lazım. Siyasetçinin 85 milyona hiçbir ayrım yapmadan hizmet etmesi gerekir. Eğer siyasetçi bu ülkenin çıkarlarını düşünüyorsa, kendi çıkarlarını geri plana atması lazım. Böyle bir siyasetçi, böyle bir yönetim istiyoruz. 

Uğur Mumcu kalemini satmayan yürekli bir gazeteciydi. Kuvayi Milliyeciydi. Elbetteki kalemini satmayanlara baskılar olacaktır. Onlara yönelik olarak cinayetler de işlenebilecekti. Uğur Mumcu da onlardan birisiydi, hayatına kast ettiler. Her yıl Uğur Mumcu'yu binlerce kişi anıyor ve hatırlıyorsa, onun bıraktığı kalıcı iz, gazetecilerin tümüne örnek olsun istiyoruz. Kalemini satmayan gazeteci istiyoruz. 

İsveç'te iğrenç bir olay oldu. Bir soytarıyı getirdiler ve ona bir provokasyon eylemi yaptırdılar. Kutsal kitabımızı elçilik önünde yaktı. Amacının ne olduğu o kadar aşikar ki resmi görmek için özel bir zekaya sahip olmak gerekmiyor. Üzülerek ifade edeyim, İsveç yönetimi devlet zekasından yoksun seyretti durdu. Bu oyunun oynanmasına açıkça izin verdiler. O pislik o kadar alçalmış bir adam ki iğrenme duygusundan başka bir şey hissetmiyoruz. Her inanca saygılıyız, inançlara saygı göstermek insan olmanın da bir gereğidir. 

'YSK'YA GÜVENMİYORUZ'

YSK'ya güvenmediğimi Mısır'daki sağır sultan duydu. YSK'nın hangi olaylarda nasıl karar vereceğini hepimiz biliyoruz. Sanki biz başvuracağız YSK gelecek hukuka uygun karar verecek. İradesini saraya ipotek eden adama hakim mi denir, hakim denmez. Hala bunu öğrenemediniz mi, hala bunu bilmiyor musunuz? Eğer YSK'ya güvenseydim özel olarak sandık güvenliği için çalışmazdık. Güvenmiyoruz onlara, yargıya ve YSK'ya güvenmiyoruz. Bu kadar açık ve net söylüyorum. 

Bozulma yargıyla değil bürokrasiyle başladı. 

Ahlak bozulursa Türkiye bu noktaya geliyor. O milletvekili Orduluların milletvekili değildir. AK Parti'nin genel merkezinin önüne onun bir heykelini yapsınlar, altına "Erdoğan'ın ayakkabılarını yalamaktan söz eden ve onur duyan milletvekili" diye yazsınlar. Bir insan aklını kiraya verirse sonuç bu noktaya gelir.

'TEHDİT ETMEZSENİZ NAMERTSİNİZ'

AK Parti Ordu Milletvekili Op. Dr. Şenel Yediyıldız'ın, "Daha ne olacak, biz Tayyip ağabeye ihaneti bırak, sırtımızda taşımamız lazım. Yani ayakkabısını elimizle yalamamız lazım" sözlerine tepki gösteren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

Ahlak bozulursa Türkiye bu noktaya geliyor. O milletvekili Orduluların milletvekili değildir. AK Parti'nin genel merkezinin önüne onun bir heykelini yapsınlar, altına "Erdoğan'ın ayakkabılarını eliyle yalamaktan söz eden ve onur duyan milletvekili" diye yazsınlar. Bir insan aklını kiraya verirse sonuç bu noktaya gelir. 

AK Parti iktidarı ve Recep Tayyip Erdoğan bütün esnafları üçüncü sınıf vatandaş olarak gördü. Hiç kimse unutmasın bütün esnafların sorununu çözeceğiz. 

Uyuşturucu oligarklarıyla, mafyalarla da mücadele edeceğiz. Onların da tehditleri zaman zaman geliyor. Gelsin. Tehdit etmezseniz namertsiniz. Bir milim geri adım atmayacağım. 

Boğaziçi'ndeki hocalarıma şunu söyleyeyim, bir 4-5 ay daha sabredeceksiniz ondan sonra her şey düzelecek.

Şimdi vicdanı olan ve AK Parti'ye oy vermek isteyen, MHP'ye oy vermek isteyen vatandaşlarıma sesleniyorum: Ben, bu kişiyi tanımam ama bu kişi Türkiye'nin adını bütün dünyaya duyurmuşsa, bir bilgeyse, yazdığı makalelere 11 binin üzerinde atıf yapılmışsa, ya bu insanı neden üniversiteden alırsanız, neden görevine son verirsiniz? Akılla, mantıkla bağdaşır bir yönü yok. Dolayısıyla hocama şunu söyleyeyim, Boğaziçi Üniversitesi hocalarıma da şunu söyleyeyim: Bir 4-5 ay daha sabredecekseniz ondan sonra her şey düzelecek, her şey düzelecek...

Bozkurt Belediye Başkanımız burada. Başkan şöyle bir ayağa kalkar mısın? Güzel... Bir şey söyleyeyim: Benim özelliğim, şikayet etmem. Varsa bir sorun, sorun çözmek isteriz. Önce Şanlıurfa'ya gitmiştim. Şanlıurfa'daki bütün çiftçiler şikayet ediyor, enerji fiyatları çok pahalı. Onlara şunu söyledim: Bize Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığını verin, Şanlıurfa'daki bütün çiftçilere elektriği bedava vereceğiz. Bu kadar basit... Evet, onu söyledim. Sonra malum zat çıktı, dedi ki: "Elinden tutan mı var? Siz yapın..." Bozkurt Belediye Başkanımız bunu yaptı, bunu yaptı.

Erdoğan'ın bilmediği bir şey var: Ya bu kardeşiniz hesap uzmanı; plan nedir, program nedir? Üstelik en zor sınavları başarmış ve o mesleğe girmiş, uzun yıllar hesap uzmanlığı yapmış, geliri, gideri, harcamayı, tasarrufu bilen, liyakatin ne olduğunu özümsemiş, ruhunda hissetmiş bir gelenekten geliyorum. Yapılmaz mı? Yapılabilir. Niye yapılmasın? Doğalgaz alıyorlar dolar ödüyorlar, kömür getiriyorlar ta Güney Afrika'dan dolar ödüyorlar, akaryakıt getiriyorlar dolar ödüyorlar... Ya Allah'ın güneşi bedava kardeşim. Yaparsın GES, yani güneş enerji sistemini kurarsın, elektriği elde edersin, çiftçiye bedava verirsin, artan elektriği satarsın. Çiftçi ayrıca kendi üretimi dışında elektrikten de pay alır. Yani elektrik pahalı diyen çiftçi, ayrıca elektrik geliri de elde edecek. Bunu belediye başkanımız yaptı, kendisi eczacı -hesap uzmanı değil ama- ve dolayısıyla bunu gerçekleştirdi. Bir kooperatif oluşturuldu. Çiftçinin maliyetinin yüzde 30'unu oluşturuyor değerli arkadaşlarım, yüzde 30'unu oluşturuyor. Onlar doğalgaz lobilerine, kömür lobilerine teslim oluyorlar. Biz hiç kimseye teslim olmayız, bizim öyle bir geleneğimiz yok. Çiftçinin lehine neyse onu yapacağız, vatandaşın lehine neyse onu yapacağız, lobiler için değil vatandaş için çalışacağız ve bunun mücadelesini vereceğiz. Görecekseniz iktidarımızda -Allah nasip ettiğinde- tüm sulama birlikleri belediyeyle beraber çalışacak, bütün sulama birliklerine güneş enerjisi olacak. Üstelik bedava alacaklar, artan elektrikten ayrıca gelir elde edecekler. Kimsenin ne traktörü, ne pulluğu, efendim ne aracı, ne hayvanı, hiç bir şey haczedilmeyecek. Bunun da bilinmesini isterim. Dolayısıyla hepinizin huzurunda Bozkurt Belediye Başkanımıza teşekkür ederim. Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi diğer belediyelerimiz de benzer uygulamaları yapıyorlar. Söyledim; eğer Türkiye gerçekten bu alana gerekli yatırımı yaparsa, desteklerle beraber Türkiye enerji ithal eden değil, elektrik ihraç eden ülke haline gelir ve Türkiye zenginleşir, Türkiye'de refah düzeyi yükselmiş olur. Onlar yönetemiyor, onlar bilmiyorlar, onlar paraları alıp başka yerlere harcıyorlar, onlar devleti soyuyorlar; biz devleti var edeceğiz, devleti büyüteceğiz, vatandaşımızın hayat seviyesini, refah seviyesini yükselteceğiz.

Orman köylüleri aramızda. Evet, orman köylüsü arkadaşlarıma hepiniz hoş geldiniz diyorum. Toplumun en fakir kesimi orman köylüleri. Bunların çok fazla sesi de çıkmıyor, bunlar yeteri kadar örgütlenmediler ama orman mühendisleri o alana daha fazla ilgi gösteriyorlar, onların sorunlarını bir şekliyle dillendiriyorlar. Bir toplantı yaptık Ankara'da, onlara 15 madde halinde orman köylüleri için neyi yapacağımızı söyledim.

Orman köylüsü kardeşlerim unutmasınlar: Siz, bir ağaç yok olduğunda evladınızı yok etmiş hissine kapılırsınız. Orman yangını çıktığında en büyük üzüntüyü onlar duyarlar. Çünkü orman onların geçim kaynağıdır. Ama getirdiler ormanı, tüccarlara teslim ettiler, orman köylüsünü saf dışı bıraktılar. 7,5 milyon orman köylümüz var. Orman köylüsü kardeşlerime sesleniyorum: En ufak bir endişeye kapılmayın, o tüccarları oradan ayıklayacağım, ormanı orman köylüsüne teslim edeceğim. Göreceksiniz, orman köylüsü kendi ormanına sahip çıkacak.

Kooperatifler var, kooperatifleri büyüteceğiz. Her orman köyünde, mutlaka her hanede bir kişi kooperatifin üyesi olacak. Kooperatifte orman mühendisleri çalışacak, orman endüstri mühendisleri çalışacak, kooperatifin avukatı olacak. Dolayısıyla eğer kışın yakacak için yine kooperatifin öngördüğü miktarda orman köylüsü yakacağını herhangi bir ücret almadan ormandan sağlayacak. Boş alanları varsa ormanda ceviz dikecek, badem dikecek, o gelirlerin tamamı orman köylüsü ürünü olacak. 15 madde halinde orman köylülerinin olduğu bütün köylere, muhtarlara kendi görüşümüzü onlara aktaracağız. Önümüzdeki süreç içinde belki orman köylüleri ile ilgili, sadece orman köylüleri ile ilgili özel bir çalışma yapacağız.

Hiç endişe etmeyin, ormanlar gerçekten sizin olacak. Ormanlarınıza evlatlarınız gibi baktığınızı biliyorum. Ormanlarda çalışan, ormanda çalışan gençlerin ve kadınların; sadece ormanda değil, tarımda çalışan bütün gençlerin ve kadınların sosyal güvenlik primini devlet olarak biz ödeyeceğiz. Hiçbir endişeniz olmayacak, yeri zamanı gelince emekli olacaksınız, emekli aylığınız olacak. Hiçbir orman köylüsünü bir başkasına el açar vaziyete sokmayacağız. Herkes kazanacak, herkes üretecek!

Hep kayyum uygulamalarından şikayet ediyorduk, yeni bir uygulama çıktı karşımıza. Gaziantep Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği'ne kayyum atanmış. Niye atanmış, niye atanmış? Çünkü birliğin başkanı diyor ki: "Ya hakkımızı arıyoruz" diyor. Seslerini duyuramamışlar, acaba Ankara'ya sesimizi nasıl duyururuz diye Urfa yolunu kesmişler yarım saat: "Ya mahvolduk, perişan olduk" diyorlar. "Hayvanlarımızı satamıyoruz, Et ve Süt Kurumu istediğimiz fiyatı vermiyor. Bari ihracına izin verin, ihracına da izin vermiyorsunuz, biz mahvolduk" diyor ve oturuyor, diyor ki: "Personel sayımızı artırdık, süt işleme tesisleri kurduk, 6 adet satış mağazası açtık, bazı yerlerde güneş enerjisi elde etmek için yardım etti köylüye, 140 haneye güneş enerjisi paneli verdik, 60 üyeye kırsalda kendilerine çadır verdik..." Yani kendi tabanı için gerçekten çalışmışlar ve sonunda bunlara" siz neden gidip o eylemi yaptınız" diye kayyum atanmışlar.

Osman Türkman'a sesleniyorum: Sen ve arkadaşların, beraber çalıştıklarınız, beraber helal ekmek için mücadele ettikleriniz eğer sandığa gider AK Parti'ye oy verirseniz, MHP'ye oy verirseniz iki elim yakanızda olacak. Eğer vermez, demokrasiyi isterseniz, hakkınızı, hukukunu isterseniz hiç endişe etmeyin. Biz de yanlış yaparsak bizi eleştireceksiniz ama hiç kimse size kayyum atamayacak; özgür olacaksınız, rahat olacaksınız ve kazanacaksınız.

Değerli arkadaşlarım; Erdoğan sonunda çıktı, konuştu. "Yeter, söz milletindir" diyor. Eyvallah, eyvallah... Sanki 20 yıldır hiç yok da beyefendi, şimdi "yeter söz milletindir" diyor. Kazanmak için bütün ama bütün tuşlara basmış durumda. Nasıl kazanacağım diyor. Her şey, her şeyi; yani ne geliyorsa aklına onu yapıyor, atıyor, tutuyor, her şeyi söylüyor... Acizliğinden Şehit Menderes'i bile malzeme yapmaktan çekinmiyor.

Bak Erdoğan; bozuk saat bile günde iki kere doğruyu gösterir. Bu konuda haklısın, yeter söz milletindir. İlk kez doğru bir şey söylüyor, yeter söz milletindir. Ey Erdoğan! Yeterse senin saraylarına yeter, yeterse senin çocuklarının milyar dolarlık vakıflarına yeter, yeterse senin beşli çetelerine yeter, yeterse senin mafya babalarına yeter, yeterse senin uyuşturucu baronlarına yeter, yeterse senin pudra şekercilerine yeter!

Yeterse Sinan Ateş'i öldürttüğünüz torbacılara yeter, yeterse her türlü pisliği ülkemize sokan fotoromanına yeter, yeterse ülkeye soktuğun milyonlarca kaçağa yeter, yeterse senin o kadınlara küfreden diline yeter, yeterse gençlere kan ağlatan torpillerine yeter, hırsızlıklara yeter, çakallara yeter, SADAT'a yeter, Asrika'ya yeter, paramiliterlere yeter… Evet, yeter söz milletindir! Söz Millet İttifakı'nındır... Yeter be yeter artık!

AHM

 






İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER SİYASET Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
YUKARI