www.ocianews.com/ bedava bahis bahis siteleri
Bugun...



“Ülkede Her Bebek Dünyaya Gözünü 25 Bin 461 Liralık Faiz Yüküyle Açıyor”

“SARAYIN SEVDİCEĞİ BU MİLLET DEĞİL, FAİZCİLER VE YANDAŞLAR” “İŞ MİLLETİN DEVLETE ÖDEYECEĞİ FAİZE GELİNCE NAS UNUTULDU” “TARIM BAKANI, BAKAN DEĞİL YEMEK SEPETİ CEO’SU”

facebook-paylas
Tarih: 23-07-2022 22:30

“Ülkede Her Bebek Dünyaya Gözünü 25 Bin 461 Liralık Faiz Yüküyle Açıyor”

“SARAYIN SEVDİCEĞİ BU MİLLET DEĞİL, FAİZCİLER VE YANDAŞLAR”

“İŞ MİLLETİN DEVLETE ÖDEYECEĞİ FAİZE GELİNCE NAS UNUTULDU”

“TARIM BAKANI, BAKAN DEĞİL YEMEK SEPETİ CEO’SU”

CHP Sözcüsü Öztrak, “Faizin en büyük düşmanı biziz” diyen Saray yönetiminin elinde, iç borca ödenecek faizin borcun anaparasını aştığını, faiz indirimlerinin başladığı 2021 Eylül ayından bu yana iç borçlar için ödenecek faizin üçe katlandığını belirterek, “Geçtiğimiz Eylül ayında dünyaya gözlerini açan bir bebek, 8 bin 561 liralık faiz yüküyle doğuyordu. Bugün doğan her bebek, 25 bin 461 liralık faiz yüküyle dünyaya geliyor. Aradaki 16 bin 900 liralık faiz yükünü yeni doğan bebeklerin sırtına 10 ayda yükleyen kim? Hiç tereddüt yok Recep Tayyip Erdoğan! Bunun reddi mirası falan mümkün değil” dedi.

Yılın ilk 6 ayında bütçeden faize, Kur Korumalı Mevduata ve döviz garantili projelere giden paranın çiftçilere yapılan tarımsal destek ödemelerinin 9 katına ve fakir fukaraya yapılan sosyal destek harcamalarının 10 katına ulaştığına dikkat çeken Öztrak, “Tablo gayet açık… Erdoğan Şahsım Hükümetinin sevdiceği; çiftçimiz değil. Fakir fukara değil. Bu aziz millet hiç değil. Erdoğan Şahsım Hükümetinin sevdiceği, faiz lobileri, bir avuç mudi ve yandaş” diye konuştu.

Merkez Bankası faizini “nas” diyerek yüzde 19’dan yüzde 14’e indiren Hükümetin, Hazine alacaklarının tahsilinde uygulanacak gecikme faizini yüzde 19,2’den yüzde 30’a yükselttiğini anımsatan Öztrak, “Bunlara bakınca insan, rahmetli Ahmet Kaya’nın şarkısının sözlerini hatırlıyor: Nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça…” dedi.

Tarım Bakanı’nın Venezuela’yı ziyaretinde sarf ettiği, “Hayvanlarımıza pizzacıdan pizza, burgerciden burger ısmarlar gibi, dışarıdan yem alıp, öyle yediriyoruz” sözlerini eleştiren Öztrak, “Bakan, Bakan değil, Sanırsınız Yemek Sepeti CEO’su… Fransız tarımına yaptığı katkılar nedeniyle, Fransa’dan şövalye nişanı alan AK Partili Tarım Bakanlarını görmüştük. Ama Venezuelalara kadar gidip de, kendi hükümetini şikâyet edeni ilk kez görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, bugün Genel Merkez’de düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:

 

Ekonomi yönetimlerinin aldıkları her karar, aynı zamanda tercihlerini gösterir. Kaynakların sınırlı, taleplerin sonsuz olduğu bir dünyada her tercih bir şeylerden vazgeçmek anlamına gelir. Hükümetlerin ekonomik tercihlerini ise, hazırladıkları bütçeler gösterir. Hükümetin kimlere öncelik verdiğini, kimleri umursamadığını bütçeleri ortaya koyar. Bu yılın ilk yarısına ait bütçe sonuçları, Erdoğan Şahsım Hükümetinin neyi tercih ettiğini, kimleri sevdiğini açıkça gösterdi.

YATIRIMLARA AYRILAN PARANIN İKİ KATI FAİZ ÖDEMELERİNE GİTTİ

Erdoğan, ilk altı ayda faiz lobilerine tam 135 milyar lira ödedi. Aynı dönemde bütçeden yatırımlara yapılan harcama, sadece 73 milyar lira. Yani faize, yatırımların iki katı kadar para gitmiş. İşte bu bir tercihtir. Yine Erdoğan yanlış ekonomi politikalarıyla, milli paramızı pul etti. Bunun etkilerini hafifletmek için de, özel bankaların ödeyeceği faize, Hazine’yi kefil etti. Hatırlayacaksınız Nebati Bakanı da çıktı, “Hazine’nin kasasından tek kuruş çıkmayacak” dedi. Ama hakikatlerin ortaya çıkmak gibi güzel bir huyu var. İlk altı ayda Hazine kasasından; bir avuç mevduat sahibine, tam 37 milyar 235 milyon lira faiz ödendi. Bir kuruş para ödenmeyecek sözlerinin yalan olduğu ortaya çıktı. Tabi buna KKM’yi tatlandırmak için, vazgeçilen 10 milyar liralık vergi de dahil değil.

ÇİFTÇİYE REVA GÖRÜLEN DESTEK FAİZCİYE VE YANDAŞA VERİLEN PARANIN DOKUZDA BİRİ

Erdoğan, Hazine kesesinden Dolarla Avroyla garanti verdiği, yandaş müteahhitlere ve beslemelere de, yılın ilk yarısında bütçeden 9 milyar 570 milyon lira para ödedi. Peki Erdoğan, faiz lobilerine, bankalara, mevduat sahiplerine, yandaşlarına bu kadar cömert davranırken, vatandaşı için ne yaptı? Millete ne verdi? Dünyada gıda krizi büyüyor. Bizde artan mazot, gübre, tohum fiyatları nedeniyle, çiftçilerimiz tarlasına girmekte zorlanıyor. Ama ilk altı ayda bütçeden çiftçiye verilen destek; 21 milyar lira… Yani faizcilere ve yandaşlara verilen paranın dokuzda biri…

GARİP GUREBAYA VERİLEN DESTEK FAİZCİYE VE YANDAŞA VERİLENİN ONDA BİRİ

Millet hayat pahalılığı altında ezim ezim eziliyor. Ama ilk altı ayda fakire, fukaraya, garip, gurebaya verilen sosyal destek, 18 milyar lira. Yani faizcilere ve yandaşlara verdikleri paranın onda biri…

SARAYIN SEVDİCEĞİ BU MİLLET DEĞİL, FAİZCİLER VE YANDAŞLAR

Tablo gayet açık… Erdoğan Şahsım Hükümetinin sevdiceği; çiftçimiz değil. Fakir fukara değil. Bu aziz millet hiç değil. Erdoğan Şahsım Hükümetinin sevdiceği, faiz lobileri, bir avuç mudi ve yandaş. Erdoğan’ın bu tercihleri banka bilançolarına da yansımış vaziyette. Mayıs ayında bankaların dönem kârı, geçen seneye göre yüzde 434 artmış, yani beşe katlanmış, 132 milyar liraya çıkmış. Banka kârlarındaki bu artış, “Bu ne sevgi ah!” dedirtecek cinsten. Ama Erdoğan hala sıkılmadan, “Faizin en büyük düşmanı biziz” diyerek, milletle alay etmeye devam ediyor. Her ne kadar atalarımız: “Dervişin fikri neyse, zikri de odur” dediyse de bütçe sonuçları, Erdoğan’ın faiz ve faiz lobileri konusunda, zikriyle fikrinin birbirine hiç uymadığını açıkça gösteriyor. Erdoğan, millete yaşattığı bu zulmün sorumluluğundan, “Behlül kaçar!” diyerek, Aşk-ı Memnu’nun Behlül’ü gibi kaçabileceğini sanıyorsa, çok yanılıyor. Milletimiz kendisine yaşatılan kışı geçirir, ama yediği ayazı da asla unutmaz. Sandık önüne geldiğinde de gereğini yapar.

FAİZİ DÜŞÜRÜN ENFLASYON DA DÜŞSÜN

Bu arada bir de soralım bakalım; bu “Faiz sebep, enflasyon netice” safsatasına ne oldu? Faizi yüzde 19’dan yüzde 14’e çekene kadar, Erdoğan millete “nas” dedi. O günden bugüne, enflasyon yüzde 80’e dayandı. Ama Erdoğan yedinci defa faize dokunmadı. Nas oldu pas… Enflasyon azmış gidiyor. Madem “faiz sebep, enflasyon netice”, elinizi tutan mı var? Oturmuşsunuz Merkez Bankası’nın direksiyonuna. Neden faizi düşürmüyorsunuz? Eğer faiz sebep, enflasyon netice ise düşürün faizi, görelim bakalım enflasyon da düşsün.

İŞ MİLLETİN DEVLETE ÖDEYECEĞİ FAİZE GELİNCE NAS UNUTULDU

Bu arada faize pas dedikleri gün, Hazine alacaklarının tahsilinde uygulanacak gecikme faizini, yüzde 19,2’den yüzde 30’a yükseltmeyi de unutmadılar. Kâr rekorları kıran bankalara, Merkez Bankası’ndan borç vermeye gelince, faizi yüzde 19’dan, yüzde 14’e indiriyorsunuz bu yaptığınıza da “nas” diyorsunuz. Ama iş milletin devlete ödeyeceği faize gelince, acımasızca yüklenip “pas” diyorsunuz. İnsan Rahmetli Ahmet Kaya’nın, “Başım Belada” şarkısının sözlerini hatırlıyor. “Nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça…” diyordu, o meşhur şarkının sözleri.

DEREYE SU GELENE KADAR KURBAĞANIN GÖZÜ PATLAR

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun, basın duyurusu ise evlere şenlik. Duyuruda her türlü zırva var. Ama enflasyon ne zaman düşecek, ne kadar düşecek, bunlarla ilgili tek değerlendirme yok. Onun yerine şu ifadeler var: “Fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde, kurumsallaşması amacıyla, Merkez Bankası’nın tüm politika araçlarında, kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden, geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci, devam etmektedir.” Çok büyük laflar. Enflasyon yüzde 19’dan yüzde 80’e dayanmış. Ekonomide dolarizasyon almış başını gitmiş. Lirayı pul, doları baş tacı etmişler hala övünmeye devam ediyorlar ne olup bittiğinin farkında bile değiller. Ne demek liralaşmayı teşvik ederek, “Gözden geçirmeye” devam etmek? Son 7 aydır enflasyona sadece bakıp duruyorsunuz. Bu süre yetmiyor mu? Allah akıl fikir versin. Bu dereye su gelene kadar, kurbağanın gözü patlar. Bu kifayetsiz yönetimin elinde, milletimizin başı gerçekten belada. Pansumanla, aspirin tedavisiyle yaptıkları hataları, aldıkları yanlış kararları düzeltmeye çalışmanın bedeli, hep milletimize çıkıyor.

BU ÜLKEDE DOĞAN HER BEBEK DÜNYAYA 25 BİN LİRALIK FAİZ YÜKÜ SIRTINDA GELİYOR

Şu Hazine iç borçlanması projeksiyonunun grafiği. Şu kırmızı kesikli çizgi faiz, mavi çizgide anapara ödemeleri. “Nastı, pastı” derken; paramızı pul ettiler. Enflasyonu azdırdılar. Hazine'nin faiz yükü de tutulamaz hale geldi. Arş-ı alaya yükseldi. "Faizin en büyük düşmanı biziz" diyen beceriksizlerin elinde; iç borca ödenecek faiz (şu kırmızı) borcun anaparasını aştı. Böyle bir durumla ilk kez karşılaşıyoruz. Faiz indirimlerinin başladığı geçtiğimiz Eylül ayında, iç borç stokunun ödenecek faizi 723 milyar liraydı. Bugün 2 trilyon 174 milyar lira. Bunu ben demiyorum. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın, “İç Borç Ödeme Projeksiyonlarında” göstermişler. Erdoğan Şahsım Hükümeti, iç borç stoku için ödenecek faizi, 10 ayda 3’e katlamış. Geçtiğimiz Eylül ayında dünyaya gözlerini açan bir bebek, 8 bin 561 liralık faiz yüküyle doğuyordu. Bugün doğan her bebek, 25 bin 461 liralık faiz yüküyle dünyaya geliyor. Aradaki 16 bin 900 liralık faiz yükünü yeni doğan bebeklerin sırtına 10 ayda yükleyen kim? Hiç tereddüt yok Recep Tayyip Erdoğan! Bunun reddi mirası falan mümkün değil.

O SÖZLEŞMELERİ YENİDEN ELE ALACAĞIZ

Peki yükler bununla mı sınırlı. Hayır. Bir de; geçilmeyen köprüler, otoyollar, uçulmayan havalimanları için, liyakatsiz hükümetin, torunlarımıza 2045 yılına kadar ödetmeyi düşündüğü, 153 milyar dolar var. Ama biz bu “tiksindirici borcu” hukuk önünde gündeme getireceğiz. İş başına gelir gelmez, bu fahiş garantiler, neyin karşılığı ve nasıl verildi? Hepsini tek tek inceleyeceğiz. Kul hakkı yiyenlerden de hesabını hukuk önünde mutlaka soracağız. Bu sözleşmeleri yeniden ele alacağız.

KAYBEDİLEN KUŞAKLARI YERİNE KOYMAK MÜMKÜN DEĞİL

Erdoğan’ın sebep olduğu, maddi kayıplar, yükler faturası çok ağır da olsa, bir şekilde telafi edilir. Ama kaybedilen kuşakları yerine koymak ne yazık ki mümkün değil. İnsan sermayesini kaybettiğinizde yerine koyamıyorsunuz, bir nesil gidiyor. AK Parti 20 yıldır iktidarda. 20 yılda, 8 tane Milli Eğitim Bakanı gördük. Her Bakanla eğitim sistemimiz değişti. 20 yılda eğitimde fırsat eşitliğini bırakmadılar. İyi ve markalaşmış devlet okulları vasatın altına düşürüldü. Devlet okulları, ideolojik format atmanın aracına dönüştürüldü. Parası olan çocuğunu özel okullara gönderdi. Parası olmayan kaliteli eğitimden mahrum kaldı. Ne yazık ki pek çok kuşak, niteliksiz eğitim sistemiyle, yok yere heba edildi. Hazreti Ali ne güzel diyor; “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.” Ama bu kifayetsiz kadrolar elinde yavrularımıza, ne matematik, ne fen bilimleri, ne sosyal bilimler, ne de ana dilimiz Türkçe öğretilebilmiş. Bunu ben söylemiyorum. Bu yılın Yükseköğretim Kurum Sınavı istatistikleri söylüyor. Bu yıl YKS’ye 3 milyon civarı çocuğumuz katıldı. Temel Yeterlilik Testlerinde öğrenciler, 40 matematik sorusundan 7’sine, 20 fen sorusundan 3’üne, 20 sosyal bilim sorusundan 8’ine ve ana dilimiz Türkçe ’de, 40 sorudan 18’ine doğru cevap verebilmişler. Şimdi bu tabloyu görüp de geleceğe umutla bakmamız mümkün mü? Elbette değil.

DÜŞÜK TEKNOLOJİ TUZAĞINA SIKIŞIP KALIRIZ

Çocuklarımıza doğru dürüst bir eğitim verilemiyor. İyi eğitimli az sayıda gencimiz de, bu iktidar tarafından küstürülüp, yurtdışına kaçırılıyor. Ama bu arada da akın akın, milyonlarca mülteci ülkemize doluşturuluyor. Hudut namus olmaktan çıktı. Türkiye her geçen gün, hem zihinsel hem kültürel olarak çölleşiyor. Dijital dönüşümün, yeşil dönüşümün konuşulduğu bir çağa, çocuklarımıza doğru dürüst eğitim vermeden, nasıl uyum sağlayabileceğiz? İyi eğitimli az sayıdaki gencimizi yurtdışına kaptırarak, üretimimizin, ihracatımızın teknolojik içeriğini nasıl artıracağız? Bu ülkede verimliliği artırıp, insanca yaşama yetecek ücretleri çalışanlarımıza nasıl vereceğiz? Eğitimsiz, vasıfsız mültecileri, ekonomik kurtarıcı olarak gören bu zihniyetle, bıraktık orta-teknoloji tuzağından çıkmayı, düşük teknoloji tuzağının da en dibine sıkışıp kalırız.

KİMSE EVLATLARIMIZIN MEZUNİYET TÖRENLERİNİ ÇALMAYA KALKMASIN

Sebebi oldukları felaketin öyle gözüküyor ki artık hükümet de farkına varmaya başladı gölgesinden korkuyor. Gençlerin mezuniyet törenlerine, “Hükümeti protesto ederler” diyerek, izin vermiyor. Buradan bir kere daha söylüyorum, kimse evlatlarımızın mezuniyet törenlerini çalmaya kalkmasın. Sayın Genel Başkanımız, her zaman gençlerimizin yanında olmuştur. Öğrencilerimiz kendi mekânlarında, okuldan bağımsız bir organizasyon yapmak isterlerse, her türlü lojistik desteği vermeye de hazır olduğumuzu ifade etmişlerdir. Tabi asıl olan, bu törenlerin kendi okulları tarafından yapılmasıdır.



HABER VİDEOSU








Etiketler : chp Öztrak

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER EKONOMİ Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI