www.ocianews.com/ bedava bahis bahis siteleri
Bugun...


Kamil Süren

facebook-paylas
SUÇLU KİM?
Tarih: 08-06-2022 14:20:00 Güncelleme: 09-06-2022 22:20:00


SUÇLU KİM ?

       İnsanoğlunun yaradılışından bugüne kadar hayatın değişmez ve vazgeçilmez parçası olan kadın ve erkeğin varlığı yaradılışın bir gerçeği olmakla birlikte varlığının devamının da unsurlarıdır.

       Eğer bugün insan yaşamı devam ediyorsa ki bu gerçeği kimse inkar edemez, dişi ve erkeğin birlikteliği sonucu üremesinin bir gerçeğidir. Hepimizin bir eşi, anası, bacısı, ablası olmakla birlikte onların yaşam ve can güvenliği aile reisi olarak erkeğin sorumluluğundadır. Bu sorumluluk içerisindeyken erkeğin kadına şiddet uygulaması, öldürmesi kesinlikle canilikten öte bir şey olmamakla birlikte çağ dışıdır, hayvanların dahi dişisine yapamayacağı bir davranış biçimidir. Her hangi bir erkeğin annesine, ablasına, eşine, kızına babası veya bir başka erkek tarafından şiddet uygulanması veya öldürülmesi ne kadar kötü ve istenmeyen bir sonuç ise, işte sizin de bir başka kadına şiddet uygulamanız düşünülemez bir canilikten öte bir şey değildir. Bir erkeğin kadına şiddet uygulamasında suçlu aramaya gerek var mı? Suçlu kim? Bence suçlu devlet, suçlu, erkek, suçlu kadın!! Yani suçlu herkes!!! Neden mi? Devlet suçlu, çünkü, yaşanan cinayetlerde gördüğümüz bir gerçek, kadın yaşadığı şiddet sonrası ölüm tehditleri karşısında devletten koruma istemesine, uzaklaştırma taleplerine rağmen devletin ilgili kurumları vatandaşını yeterince koruyamamasıdır. Sokakta vahşice katledilen kadının, öldürülmesine sadece seyirci kalan, şiddet öncesi değil de, şiddet sonrası olay yerine gelen güvenlik güçlerinin etkin bir görevi yerine getirememesi şiddetin en önemli nedenlerindendir. Diğer bir önemli neden ise erkeğin, Allah’ın erkeğe verdiği gücü kullanarak, kendinden daha güçsüz birine kaba güç kullanması, kendini kadın karşısında hakim görmesi, aldatılma ve terk edilmeyi kabullenememesi sonucu medeni bir insan olarak ayrılmak veya hukuki kurallara baş vurmak yerine cinnet, cinayet ve şiddete başvurmasıdır. Diğer önemli neden ise bir inat uğruna devletin yanlışı nedeniyle maddi geçimsizlik sonucu boşanmayı tercih eden aile bireylerinden erkeğe verilen ömür boyu yoksulluk nafakası nedeniyle çıkmaza girmesidir. Ödeme güçlüğünde geçim sıkıntısına düşen, boşanma nedeniyle çocuklarını kaybetme korkusu yaşayan erkeğin cinnet yaşaması sonucu şiddet ve cinayete başvurması çok yanlış ve canice, çağ dışı bir davranış olmakla birlikte bu yola başvurması yaşanan şiddetin en önemli kaynaklarındandır. Oysa herkes üzerine düşen sorumluluğun bilincinde olsa, bu şiddet ve çağ dışı sorunlar yaşanmaz. Günümüzde kadına şiddet, siyasete alet edilerek, sözde kadın dernekleri tarafından her gün işlenmekte, devletin ilgili kurumlarını etkisi altına almaktadır. İstanbul sözleşmesi, 6284 sayılı kanun vs. siyasi koz olarak siyasilerin dilinde ve programlarında konuşulurken, çözüm için verilen sözler yerine getirilmeyip, mağdur vatandaşlar oyalanmaktadır. On beş, yirmi yıl ve daha uzun süredir maaşının yarısını yoksulluk nafakası ödemek zorunda bırakılan ve kendisi açlık sınırı altındaki geliriyle ikinci evliliğini ve bu evliliğinden olma çocuklarını geçindiremediğinden hem ilk evliliğinden eski eşine, hem de ikinci evliliğinde eşi ve çocuklarına maddi geçimsizlik nedeniyle muhtemel şiddeti önlemek, ilk önce devletin ilgili kurum ve kuruluşlarının alması ve uygulaması gereken bir zorunluluktur. Ancak; her ne sebeple olursa olsun, sadece kadına değil, her türlü şiddetin karşısında olmak, mücadele etmek, sadece devletin ilgili kurumlarının değil, tüm halkın önemli sorunu ve görevidir. İstanbul sözleşmesi kaldırılmış veya yürürlükte kalmış, sonuç değildir. Önemli olan mevcut yasaların ilgili devlet kurumları tarafından yeterince uygulanamamasıdır. Günümüzde şiddet dozunu iyice artırmış ve hiçbir suçu günahı olmayan yolda kendi halinde evine giden kadın veya çocuğa şiddet, cinayet noktasına gelmiştir. Bırakın insana şiddeti, sokak hayvanlarına dahi şiddet uygulayan insanlıktan uzak çağ dışı adına insan dense de cani canavarlara ne demeli?

            Şiddet; günümüzde her gün istenmeyen cinayetlerle devam etse de, buna dur diyecek bireyler, kurumlar acilen üzerine düşen görevleri yerine getirmelidir. Her türlü şiddet uygulayan erkek veya kadın, ayrım yapılmadan en ağır caydırıcı cezaların verilmesi sanırım şiddeti önemi ölçüde azaltacaktır. Ayrıca; ilgili kurumlarca küçük yaşta çocuklardan itibaren verilecek eğitimlerle şiddetin önüne tamamen geçmek mümkün olacaktır. Kadın anamızdır, kadın bacımızdır, kadın eşimizdir, kadın insan varlığının en büyük unsurlarından birisidir. Onlara şiddet uygulanmamalıdır, eğer şiddet sizin bir beceriniz ise bundan vaz geçin, şiddet çözüm değil, bir toplumun, bir ailenin yok olmasıdır. Bunun acısını kadın ve erkeğin zevki sonucu doğan çocuklar yaşamamalıdır. Şiddt sonucu yaşanan cinayet sonrası bir kişi ölürken, diğer birey ceza evine giriyor. Ama ya ortada kalan çocuk ne yapsın. Suçlu kim? Cezayı kim çekiyor?

https://www.hurriyet.com.tr/gundem/gaziantepte-kadin-cinayeti-esra-mas-esi-tarafindan-cocuklarinin-gozu-onunde-olduruldu-41941345

https://www.megahaber27.com/haber/gaziantep-gaziantep-te-kadin-cinayetleri-dur-durak-bilmiyor-152734.htm





YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI