Doğanın ve çevrenin korunması, geçmişte olduğu gibi günümüzde de hepimizi yakından ilgilendiriyor. Kar peşinde koşan sermaye sahiplerinin doğayı tahrip etmesine, toprağın verimsizleştirmesine ve havanın kirletilmesine karşı bölge halkı ve çevreciler itiraz ediyor, direniyor ve yaşamın her alanında mücadele ediyor.

İlimizde yaşanan çevre sorunlarına karşı Aydın Çevre ve Kültür Derneği (AYÇEP)’in mücadelesi bölgesel ve ulusal gündemde ses getiriyor. Karacasuluların RES’le mücadelesi, Kuyucak Kurtuluşluların JES’e direnişi, Efeler Pınarderelilerin kum ocağına karşı ayağa kalkması gibi, Efelerlilerin Aydın Adnan Menderes Stadyumu’n yıkılması ve yıkılan alanın yeşil alan olması için sesini yükseltmesi gibi.

Yerel seçimlerle çevre mücadelesi arasında bir bağ kurmak gerekiyor. Doğanın tahrip edilmesi ve çevre sorunları, yaşandığı bölgenin dışında bütün ülkeyi ve dünyayı etkiliyor. Dolayısıyla çevre sorunlarına karşı mücadele bölgesel, ulusal ve uluslararası özelliklere sahip olmalıdır.

Doğanın, toprağın ve çevrenin korunması, yerel yöneticilerin asıl görevidir. Yerel yöneticiler bu görevlerini hakkıyla yerine getirebiliyor mu? Önümüzdeki yerel seçimlerde insanlar oyunu kullanırken adayların ve partilerinin çevreye bakışına dikkat etmelidir. Verilecek sözlere değil, uygulamalarına ve eylemlerine bakmalıdır. 

AYÇEP olarak Aydın Adnan Menderes Stadyumu’nun yıkılması sonucu, yıkılan alanın ranta peşkeş çekilmemesi ve yeşil alan olması için yapılan basın açıklamamıza Aydın Büyükşehir ve Efeler Belediyesi başkanları ve başkan adayları ilgi göstermemişlerdir. 

 Aydın, tarihin babası Heredot’un "Gökyüzünün Altındaki En Güzel Yer Yüzü" ve ünlü seyyah Evliya Çelebi'nin "Ovalarından Bal, Dağlarından Yağ Akar” dediği şehirdir. Ülke genelinde merkezi yönetimin yani iktidarın doğaya kar amaçlı vahşi saldırılarının önünü açması, pek çok yerel yönetimin de bu saldırılara sessiz kalması, ilimiz özelinde de bütün bu saldırılara karşı mücadele eden bölge halkına ve AYÇEP’e destek vermemesi sonucu, Aydın yaşanabilir bir kent olmaktan yavaş yavaş uzaklaşmıştır.

Dünyanın, ülkemizin ve ilimizin bir çevre felaketine sürüklendiği günümüzde her türden yöneticilerin doğaya bakışını yeniden gözden geçirmesi gerektiğine inanıyoruz. Siyasilerin koltuğa oturmadan önce çevreye ve halka “cenneti” vaat etmelerine karşı koltuğa oturduktan sonra cehennemi yaşattıklarını biliyoruz.

Halkımızın doğaya, çevreye, yaşama ve insana duyarlı olması ve seçimlerini buna göre yapmasını talep ediyoruz.
                                YAŞASIN AYÇEP!