www.ocianews.com/ bedava bahis bahis siteleri
Bugun...


DOBRA DOBRA

facebook-paylas
ZAFERİ KAZANANLAR KUTLAR
Tarih: 17-09-2022 12:00:00 Güncelleme: 17-09-2022 12:00:00


Büyük Taaruz’un 100. yılındayız. Bu özel zamanda Buca Atatürkçü Düşünce Derneği ile Afyon Kocatepe Zafer Yolu Yürüyüşü ve gezisine katıldım. Covid dünyayı sarmadan önce yine Buca Atatürkçü Düşünce Derneği ile bu yürüyüşe gitmiştim.  100. yıl olduğu için CHP Genel Başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu da, Gençlik Kollarıyla birlikte, yürüyüşe katılacaktı. Daha önceki gidişimde de resmi törende kendisini görmüştüm.

Bu özel günde tüm ilgililerin kalplerinin kıvançla çarptığı görüşündeydik. Hayal kırıklığı daha Şuhut’tan çıkarken başladı. Çakırözü yönüne giden yollar kapalıydı. Trafiği düzenlemek için gelen polis memurları şehir dışından olduğu için nasıl gidileceğini onlar da bilmiyordu. Neyse ara sokaklarda yolları hatırlamaya çalışarak, çokça kaybolup aynı yerlerden defalarca geçerek köye vardık. Bu köyde bükme ve ikramlara alışık olan bizleri propaganda marşları karşıladı. Eski yıllarda, otobüs, toplanma yerine kadar yolcuları götürürdü. Orada hoşaf, çorba, çay, kahve ikramı saatlerce sürerdi. Bu sefer yürüyüş köyden çıkışta başladı. Sadece yıldızların aydınlattığı gecede; 100. yılda aynı yolda olmanın gururu ve heyecanı ile yola çıktık. Türkiye’nin her yerinden gelen CHP Gençlik Kolları üyeleri, AFAD gönüllüleri, Dağcılık ve Yürüyüş Kulüpleri ve her yaştan genç oradaydı. Yolda yorulanlara yardım etmek için gezen görevli araçları ve sağlık ekipleri yoktu. Belirli aralıklara jeneratörler ve başlarına birer nöbetçi konmuştu. İki yerde yolun kenarına dizilmiş, sırtı yola, biz yürüyenlere dönük polisler gördük. Daha önceki yılların aksine yolda su, çay, çorba vb ikramı yoktu. Birkaç yere portatif tuvaletler konmuştu, ama tuvaletlerin içi zifiri karanlıktı. Önceden güzergahta oturduğumuz sıralar bereket sökülmemişti. Yer bulabilenler sırt sırta oturup soluklanıyordu. Yolda tek bir yerde su ikramı oldu, o da biz varmadan bitmiş. Buna rağmen yürüyüşe katılanların sayısı rekor düzeydeydi. Ayın ve yıldızların ışığında yürürken yerlere uzanmış, oturan insanlar, gençleri gördük yol boyu. Çoğu zaman biz de yanlarına çöküverdik. Memleketim Burdur Yeşilova’dan gelen gençlerle yolda karşılaşıp sohbet etmek çok hoş bir sürpriz oldu. Biz 5 dost birlikte yürüyorduk. Bu karanlık yollarda Kemal Kılıçdaroğlu’nun yürümemesi gerektiğini dostlarıma ısrarla söyledim. Pusuda bekleyen birinin ateşiyle ülke iç karmaşaya, kavgalara sürüklenebilirdi. Yolda oturmuş bu konuyu tartışırken karşımızdan gençlerle yürüyerek sayın Kılıçdaroğlu geldi. Her zamanki güleç yüzü, samimiyetiyle bizi selamladı ve konuştuk. Onun hızlı yürüyüşü bizi de gayrete getirdi, yolu tamamladık. Jandarma Özel Harekattan olan askerler de aynı yolu tam donanımlı  olarak yürüdüler. Evlatlarla aynı yolu yürümek bizi mutlu etti. Çorba, çay, kahve ikramı yapılan ve aydınlık tuvaletlerin olduğu noktaya vardığımızda telefonumdaki adım sayar 18 km’yi gösteriyordu.

100. yılında yürüyen herkese yüz yıl önceki kahramanların koşullarını birebir yaşatanları kutluyorum. Dinlenmeden, aydınlatılmamış yollarda yürümek; tuvalet, su gibi en basit  ihtiyacını karşılayamamak…

Yürüyüşe katılan hiç kimse tek bir an bile yakınmadı, “Of neden geldim buraya?” demedi. İzmir’e dönmeden Dumlupınar; Çiğiltepe ve Büyük Taarruz Şehitlikleri ziyaret edildi. Dile kolay 26 Ağustos-18 Eylül 1922 tarihleri arasında Türk ordusunda şehit, yaralı, esir, kayıp, hasta toplam 14 bin 376 kişi. Yunan ordusunda ise bu sayı 100 binin üzerinde(*). Velhasıl ülke savaşarak, yaralanarak, şehit düşerek düşman işgalinden kurtarılmıştı.

Kurtuluş Savaşı günlerinde de bir tarafta manda ve himayeyi isteyenler diğer tarafta ülkesi için ölmeyi göze alanlar vardı. Günümüzde Fesli Kadir’in ’Keşke Yunan kazansaydı.’ dediğini hatırlıyoruz. O ve onu sayanların babaları, dedelerinin zaferi değil bu. Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarının; “Size ölmeyi emrediyorum!” komutuyla ölüme koşanların, siperlere mermi taşıyanların zaferi.

Zaferi kazananlar kutlar, doğaldır.

İzmir’e döndük. 30 Ağustos akşamı Urla Belediyesi’ne atanan kayyum başkan Meşaleli Yürüyüş düzenledi. 30 Ağustos Zafer Bayramının 100. yılında halk akın akın yürüyüşe koşmuştu. İsteyen herkese bayrak ve meşale dağıtıldı. İlginç olan; yürüyüş bitiminde meşaleler geri toplanmadı. Bunun birkaç nedeni olabilir:

Kaymakamlık ilk defa meşaleli yürüyüşe katıldığı için bu meşalelerin başka yürüyüşlerde kullanılmak üzere geri toplandığını bilmiyor.
Bu yürüyüş yaklaşan seçimlerde Urla halkının gözünü boyamak için ilk ve son kez düzenlendi. Bu nedenle meşaleleri toplamaya gerek görülmedi.
Bundan sonraki her yürüyüş için çok sayıda meşale tekrar tekrar alınacak. Bu meşaleler kimden alındı acaba?

“Zaferi kazananlar zaferi nasıl kutluyor mu?”dediniz. 9 Eylül vatanın, milletin ve İzmir’in kurtuluş günüdür. ‘Zaferi kazananlar zaferi nasıl kutlar?’ sorusuna yanıt olarak, İzmir Büyükşehir Belediyesinin 100. yıl etkinliklerinden bazılarını paylaşacağım.

İzmir Büyükşehir Belediyesi etkinliklere Dereçine’de 24 Ağustos akşamı Haluk Levent konseri ile başladı. Lisanslı dağcı, sporcu ve gönüllü gençlerden oluşan ana yürüyüş kafilesi 400 kilometrelik Zafer Yolu’nu yürüdü. Tıpkı 1922’deki gibi 14 günde İzmir’e varıldı. Kafile atalarımızın geçtiği güzergâh üzerindeki Banaz, Uşak, Ulubey, Eşme, Kula, Alaşehir, Salihli, Ahmetli, Turgutlu ve Kemalpaşa’nın kurtuluş günü kutlamalarına katıldı. 9 Eylül sabahı Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen İzmir’in kurtuluş törenlerinde yerini aldı. Kocatepe, Zafertepe ve Dumlupınar şehitliklerinden bayrağa sardıkları hatıra toprağını Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’nın toprağına kattı.

İzmir’in 100 muhtarı bir müzikal çalışmada görev aldı. 4 Eylül’de Alaşehir de, 8 Eylül’de Kemalpaşa’da sahneye çıktılar. 6 Eylül’de Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezinde olacaklar.

9 eylül sabahı saat 09:00’da İzmirliler Basmane Karakolu önünde buluştu ve kahramanların yüz yıl önce kullandığı yollardan Cumhuriyet Meydanına vardı. Resmi törenin ardından süvari birlikleri temsili olarak İzmir’in kurtarılmasını canlandırdı. Alnında yarasıyla İzmir Hükümet Konağı’na alay sancağını diken Yüzbaşı Şerafettin’e saygıyla… Atlı süvari birlikleri Cumhuriyet Meydanından Gündoğdu Meydanına yürüdü. Bunu Solo Türk gösterisi izledi. Akşam Cumhuriyet Meydanından Lozan Kapısına Fener Alayı. Ardından tüm İzmir Gündoğdu’daydık. Önce arttırılmış gerçeklik destekli, 40 dakikalık teatral şov ve saat 22:00’de başlayan Tarkan konseri... Ah o Tarkan konseri yok mu, o Tarkan konseri… Yüz binler tek ağız, tek yürek olduk. Çiçekten günlerin çok yakın olduğuna inandık. İzmir’in dağlarında bir kez daha çiçekler açtı. Demokrasinin sıcak güneşi içimizi ısıttı.

Ne demiştik; zaferi kazanan kutlar…

Cumhuriyetin ikinci yüzyılına gireceğimiz 2023; laik, çağdaş, bilimsel değerlerde buluşanların iktidar olacağı ve kutladığı yıl olsun.

 

(*) Bu veriler sayın Ahmet Yavuz’un 5 eylül tarihli Cumhuriyet Gazetesindeki köşe yazısından alınmıştır.

https://www.demokratgundem.com/m-ozgun-utku-zaferi-kazananlar-kutlar-2692





YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI