Adı konulmamış bir dünya savaşı içindeyiz. Her geçen zaman diliminde savaş genişliyor ve acımasızlaşıyor.

Geçmiş dünya savaşları gibi, yerel savaşlar gibi değil yaşanan ve yaşanacak olanlar. Çok Ülkeli Şirketler (Ç.Ü.Ş.) ile yerel sermayenin savaşı, yeni dünya düzeni ile yeter artık diyenlerin savaşı. Her şeyin ama her şeyin savaş alanı olduğu, her şeyin savaş aracı olarak kullanıldığı, kullanılacağı bir dönemdeyiz.

Ne savaş hukuku var, ne uluslar arası anlaşmalar, ilkel ortaçağ savaş mantığı, gücü gücüne yetene. Kısaca, anlık manevralar, düşmanların dost, dostların düşman olduğu, anlık çıkarlar, uzun vadeli planların anlık yansımaları vs vs. Kısaca insani, vicdani, hukuki, dini hiçbir değerin kalmadığı vahşi, aç ve tehdit altında kalan hayvansı bir ortama doğru gidiyoruz.  Ve 3.Dünya savaşının cephe hatlarından birisi deyazık ki Türkiye…

1 ve 2.Dünya yani paylaşım savaşından sonra kurulan düzen yıkılıyor. Teknolojik gelişmelere bağlı olarak yapısı değişen sermayenin yeniden kendini tanımlaması ve yeniden paylaşım sisteminin kurulması için Ç.Ü.Ş., Ülkeler, Milletler, Dinler, Mezhepler, Kabileler, Aşiretler, Komşular, Akrabalar arasındaki acımasız ve kuralsız bir mücadeleye, kıyıma hazır olun. Velhasıl kutsal kitaplarda anlatılan cehennemin yeryüzündeki tezahürü yaklaşıyor. Kıyamet falan değil, mehdi de gelmeyecek, sadece insanlık tekrar kendisi ile kavga edecek.

Covid-19 salgını işaret fişeğiydi. Eşik noktasının aşıldığı, perdelerin görenler için kalktığı, planların, hedeflerin aşikar olduğu, hazırlıkların tamamlandığının işaretiydi. Bir anda ortaya  çıkıveren ve yine hızlıca sönen bir salgın. Üretim ve tüketim zincirinin gönüllü olarak kırıldığı, tekno-yaşam, robotik (Matrix) çağı hazırlığı, mutlu ve kudretli, acımasız azınlığın azgınlaştığı, milyarlarca insanın köle bile değil sokak köpekleri gibi yaşamaya mahkum edildiği, edileceği vakit geldi.

Ne Rusya-Ukrayna savaşı, ne de yaşanması muhtemel Yunanistan-Türkiye, Çin - Taivan çatışması, ne de yaşanan veya yaşanacak olan yerel kavgalar sizi şaşırtmasın. Kuralsız gerçek kaos ortamına hoş geldiniz. Ne Cenevre sözleşmesi, ne Birleşmiş Milletler Sözleşmesi, ne de taraf olduğumuz anlaşmaları kimse dikkate almayacak. Büyük Ortadoğu Projesi, Büyük Dünya Projesi, vs vs projesi isim önemli değil, gerçek olan 3.Dünya savaşının her alanda başladığıdır.

Almanya’da alt yapıya sabotaj düzenleniyor, Avrupa’ya gaz taşıyan boru hattı bombalandı, suikastlar, arada kazara öldürülen evlatlar, yolda belde ölen, öldürülen mülteciler, açıktan açığa 5.kol faaliyetleri aşikar. 11Eylül ile başlayan terör dönemi hızlanarak devam ediyor. Hiç bir kimse dünyanın hiç bir yerinde güvende ve mutlu olamayacak. 3.Dünya savaşı işte bu. Açlık, kıtlık, salgın, mermi, bomba, yozlaşma, uyuşturucu, kaos, çöküntü yani her şey sahaya sürülüyor, kullanılıyor.

İşte böylesine berbat, sıkıntılı ve zor koşulların beklenmesi gereken zaman diliminde ne hükümet, ne de muhalefet günü kurtarmaktan, kısa vadeli seçim hesapları yapmaktan öteye gidemiyor. Ne vatan-millet-ezan-bayrak hesamet nutukları, ne de demokrasi-insan hakları-hukuk devleti-kardeşlik-eşitlik söylemleri, ne de gözlerdeki ışıltı, boş vaatler, ham hayaller çözüm olamaz. Çok laf söylendi, artık gerçeklerle yüzleşme ve çözüm üretme vaktidir. Bu ülkenin kuruluş ilkeleri, değerleri, yapısı, geleneği bellidir. Boş lafa gerek yok 1923 – 1938 arası uygulamaların günümüz koşullarında yeniden yine uygulanması elzemdir. Gerisi lafı güzardır.

Milliyetçi Hükümet Değil, Milliyetçi İktidardır Çözüm…    

Kumral Dede

(Gelecek yazı Cephe Gerisidir.)