Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Araştırma Merkezi ile AFAD Başkanlığı, Obruk Eylem Planı çerçevesinde tehlike ve risk haritalarının güncellenmesi çalışmalarına devam ediyor. Bu çalışmalar kapsamında obruk oluşma potansiyeli olan bölgeleri belirleyen duyarlılık haritaları çıkarılacak ve yüksek riskli bölgelerden düşük riskli alanlara doğru haritalar oluşturulacak. Bu haritalar, obrukların yerleşim alanları, tarım bölgeleri ve yatırımlar üzerindeki etkilerini tespit etmeye yönelik olacak.

Konya Teknik Üniversitesi Obruk Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arık, Türkiye’nin karstik yapıya uygun kayaçlarla kaplı olduğunu ifade etti. Arık, Konya Kapalı Havzası'nda yer alan Konya, Karaman, Aksaray ve Niğde'de uzun süredir obruk oluşumlarının görüldüğünü ve Anadolu’nun farklı bölgelerinde bu tür oluşumların artış gösterdiğine dikkat çekti.

Son dönemlerde Konya dışındaki bölgelerden de obruk haberleri aldıklarını belirten Arık, Eskişehir, Afyonkarahisar, Denizli, Ankara, Çankırı, Çorum, Yozgat, Sivas, Diyarbakır, Bitlis, Batman gibi illerde de obrukların oluşmaya devam ettiğini ve hatta Erzurum ile Şanlıurfa'da da yeni obrukların meydana geldiğini söyledi. Batı Anadolu’da Denizli’den sonra Manisa’da da obrukların görülmeye başlandığını ifade eden Arık, AFAD ile yapılan çalışmalar sonucunda, obruk tehlikesi bulunan 16 ilin belirlendiğini ve bu illerin çoğunda bu yıl obrukların oluştuğunu kaydetti.

Arık, obrukların karstik yapıya sahip bölgelerde meydana geldiğini ve yer altı su seviyesinin düşmesiyle birlikte yer altındaki boşlukların genişlediğini belirtti. Bu genişleme, sonunda üzerindeki toprağın ağırlığını taşıyamaz hale gelmesiyle obrukların oluşmasına neden oluyor. İklim değişikliği, kuraklık ve aşırı yer altı suyu kullanımı gibi faktörlerin süreci hızlandırdığını ekleyen Arık, günümüzdeki obrukların büyük kısmının örtü çökmesi sonucu oluştuğunu ifade etti.

AFAD ile yapılan toplantıda, hem Konya'da hem de diğer illerde çalışmaların başlatılması kararı alındığını belirten Arık, bu çalışmalar sonucunda önce obruk oluşma potansiyelini gösteren duyarlılık haritalarının çıkarılacağını, ardından risk haritalarının hazırlanacağını söyledi. Ancak bu çalışmaların tamamlanmasının, bölgede obruk oluşumunun duracağı anlamına gelmediğini vurguladı.