www.ocianews.com/ bedava bahis bahis siteleri
Bugun...


Veli Tiryaki

facebook-paylas
Hukuk Adalet ve Adaletten Uzaklaşan Medya
Tarih: 08-05-2022 19:21:00 Güncelleme: 09-05-2022 13:45:00


Türkiye son günleri gündemi en tartışılan konuların başında Mahkeme Kararları geliyor. Darbe dönemleri dahil hiçbir zaman mahkeme kararları bu kadar tartışılmadı.

İnsan Hakları Derneği'nin KONDA'ya yaptırdığı kamuoyu araştırmasına katılanların yüzde 69'u adalete güvenmediğini, yüzde 72'si ise insanların haksız yere tutuklandığını düşündüğünü söyledi.

Yine KONDA'nın araştırmasına katılanların yüzde 57'si Türkiye'de insanların düşünceleri nedeniyle cezaevine atıldığını düşündüğü söyledi. Ankette katılımcılara Türkiye'de adalet sistemine güvenip güvenmedikleri de soruldu. Buna göre katılımcıların yüzde 69'u adalet sistemine güvenmediğini, adalete güven sadece yüzde 31'i  güvendiğini ifade etti.

AİHM’nin de yakından takip ettiği Gezi eylemleri davasında mahkûmiyet kararı çıkmasının ardından eleştirel ve bağımsız medya, kararı hukuki açıdan değerlendirmeye yöneldi. Ben ve bir çok Köşe yazarının yazı ve analizlerinde mahkeme kararının en çok üzerinde durulan yönü, Osman Kavala’nın tutuklanmasına gerekçe gösterilen 5 yıl ceza evinde tutuklu olduğu casusluk suçlamasından beraat etmesiydi.   

AİHM de daha önce Osman Kavala’nın Gezi direnişi sırasında meydana gelen şiddet olaylarıyla ilgisinin kanıtlanamadığına, hükümeti devirmek için gizli bir yapı kurulduğunu gösteren bir olgu da olmadığına karar vermişti.  

 İşin tartışılan yönü  Yaklaşık 5 yıldır tutuklu bulunmasının gerekçesi casusluk,  birden yok sayılıp, daha önce iki kez beraat ettiği “hükümeti ortadan kaldırmaya, görevini yapmaya engellemeye teşebbüs” suçlamasından mahkûm edilmesi tartışmaları alevlendirdi.

Haklarında mahkûmiyet kararı verilen sekiz sanığın suçlamalarla ilişkisini kanıtlayacak somut delil olmadığı, karara muhalefet şerhi koyan hakimin de bu yönde görüş belirtmesi kararı daha çok tartışmalı hale getirdi.

Bazı basın organlarında, mahkûmiyet kararını hukuki açıdan irdelemek yerine “Gezi eylemlerinin darbe girişimi” olduğunu iddia eden  haberler ve yazılar yayımlandı.

İktidarın Taksimdeki son yeşil alanı AVM yapma inadı  ile başlayan (sonradan bazı provoke gruplarının amacından çıkardığı), olayları “Hükümeti yıkma girişiminin bedeli olmasın mı?”  “Hiç kıvırmayın Gezi darbe girişimiydi” diye yazıldı;

Ama ne Osman Kavala ve mahkûmiyet kararı verilen yedi kişinin böyle bir suçu işlediğine dair bir kanıttan söz ettiler, ne de hukuki değerlendirmeler yaptılar.

İktidarın dayatmalarına karşı çıkan ve özgürlüğü savunan milyonların faturasını sekiz kişiye yüklenmesi Türkiye Kamu oyunda karşılık bulmadı. İlk Defa Mahkeme kararı tartışılır hale geldi.  görev bildiler.     Siyasetin yönlendirdiği yargı hukuktan ne kadar uzağa düştüyse, iktidarın kontrolü altındaki gazeteciler de adaletten, haktan o kadar koptuğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Üst Mahkemeden hukuk çerçevesinde dönmesi büyük olası olan karara duyarsız ve önyargılı duran gazeteciler için gazeteciliğin gereklerinden söz etmenin bir anlamı da yok…       



 





YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI