www.ocianews.com/ bedava bahis bahis siteleri
Bugun...



Bize ’siz kimsiniz ki havalimanı yapıyorsunuz’ dendi, biz bunu hak etmedik

Mansur Yavaş Altılı Masa’da yaşanan krize ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak önerilmelerine ilişkin olarak, ”Vaktimiz olsaydı şunu önerecektik, Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak beni ve Ekrem Başkanı ilan edin, genel başkanlarımız milletvekili olsun ve partilerin başında olsunlar. Kendi grupların başında olmasının daha mantıklı olduğunu düşünüyorum” açıklamasını yaptı.

facebook-paylas
Güncelleme: 18-03-2023 00:17:52 Tarih: 18-03-2023 00:01

Bize ’siz kimsiniz ki havalimanı yapıyorsunuz’ dendi, biz bunu hak etmedik

Salı günü oradaydık. Deprem olduğunda bir yakınımız telefonu çaldırdı. ’Bu saatte bizi niye arıyor acaba’ dedik. Ev yıkılmış, eşi enkazın içindeymiş. Bunu duyar duymaz ekranı açtım. İtfaiyeyi aradım, beni evden almaları için ekipleri aradım. Belediyeye gittim, vali beye telefon açtım. Kriz masasında toplandık. 06.20’de itfaiye her şeyiyle hazırdı. Daha sonra bir grup havaalanına gitti. 11.20’de uçabildiler. Direk Gaziantep’e iniyorlar. Henüz görev verilmemiş. Kahramanmaraş’a geçiyorlar. Trabzon Caddesi’nde görevlendiriyorlar. İkinci depreme orada yakalanıyorlar. Trabzon Caddesi’ndeler, o arada kimse yok. Bize o anda AFAD bir şey söyleyemiyor. Bizim ekip Niğde yolundan çıktı. Kardan dolayı kapalı. Ekiplerimiz açtı. ’Osmaniye’ye gidin’ denmiş. Daha sonra ’Kahramanmaraş’a gidin’ denmiş. Bu arada bizim eğittiğimiz ekip vardı. Onlardan 300 kişi ekip var. Hiçbir yere yönlendirilmiyoruz. Bizim Fen İşleri Daire Başkanımız dedi ki, ’Hatay’a 35 kamyon gönderiyoruz, çadır gidecekse götürelim’ dediler. Kızılay ’iyi düşünmüşsünüz’ dedi ama aramadılar. Maalesef arayan soran olmadı. Daha sonra biz bunları direk Hatay’a gönderdik.

”Konteyner ve çadır bulamıyorsunuz”

Deprem olan yerlerin belediye başkanları aynı zamanda kendileri depremzede. Kendi personelleri yakınlarını kurtarmaya gitmiş. Böyle durumda oraya en yakın büyükşehir belediyesine ’çabuk gidin’ dendiğinde, mübalağa etmiyorum ben oraya 5 ben personelimle giderim. Büyükşehirlerin bu gücünden yararlanmak lazım, hangi parti olursa olsun. Biz hissediyoruz neredeyse ’görünmeyin’ demek istiyorlar. Muhalif belediyeler hepsini yaptılar. Biz oranın halkı, acil ihtiyaçları için gidiyoruz. Ama biz bunu nereden hissediyorsunuz derseniz. Bu ilk değil ki. Elazığ depreminde itfaiyemiz tam yaralıyı enkazdan çıkaracak, ’Bir dakika bakan gelecek sen çık oradan’ deniyor. Sonra AFAD ve ekipler gelip çıkarıyor. Karadeniz’de afetlerle ilişkin birkaç valiyi aradım ’Yok başkanım, komşu illerden geliyor’ dendi. Ama gördüm ki komşu belediyelerin yapacağı iş değil. Büyükşehirlerin orada olması gerekiyor. Yangın oluyor, ’Biz sizi çağırmadık neden geldiniz’ diyorlar. Tabii ki tersi iş yapanlar da var. Kahramanmaraş’a ilk gittiğimde direk vali beyden randevu aldım. Eline listeyi verdim. Emrinizdeyim dedim. Nitekim aradılar, aynı gecenin sabahı Kahramanmaraş’a iş makinaları geldi. Hatay dahil 2 bine yakın kanala müdahale ettik. Hala da çalışmalarımız var orada.

Bizi nereye gönderirlerse oraya yardımcı oluyoruz. Kendi başımıza havalimanı tamirine kalkmadık. Lojistikte sorun olduğu için havalimanı 2 günde açılması lazım. Biraz geciktiler. Bizim ekiplerimizi çağırıyorlar. Bizim seri şekilde oralarda iş makinalarımız var. Hatta yanlış hatırlamıyorsam Etimesgut Belediyesi var. Cumhurbaşkanı ’yalan söylüyorlar’ dedi. Cumhurbaşkanına yalanı kim söylüyor Allah aşkına. Kim söylüyorsa cezalandırılması lazım. Bizim tweetimiz ’havaalanındaki molozlorı temizliyoruz’ dedik. Bize ’siz kimsiniz ki havalimanı yapıyorsunuz’ dendi. Biz orada betonları onarıyoruz. Bunun yapılmayacak bir durumu yok ki. ’Siz kim oluyorsunuz’ dendi. Bu tavırlar da yanlış. Biz bunu hak etmedik. İGA’nın bu şekilde biz yokmuş gibi davranması oradaki insanın emeğine yazık. Gereksiz bir tartışma. Sayın Cumhurbaşkanı bunun hesabını bizden değil kendisine yanlış bilgi verenlerden sorması lazım.

Birçok yerde üretim durmuş. İşçiler kaçmış, korkmuşlar depremden. Bunların içinde teknik olanlar hemen iş buluyor. Biz de kariyer merkezinden 300’e yakın kişiye iş bulduk. İş makinalarının bir an evvel çalışması lazım. Bu fabrikaların yurt dışına taahhütleri var. Kahramanmaraş ihracatta yer tutuyor. Küçük esnaf ’çeklerimiz, senetlerimiz var ne yapacağız’ diyorlar. Bize baraka da olsa yer yapılsın diyorlar. Hükümetin alacağı tedbirler var. Esnafa para verilmesi, faizlerin, mümkünse borçların silinmesi, çeki yazılanın kara listeye alınmaması gibi. Bugün müteahhitlere de kredi vereceklermiş. Bu çok iyi olur. Kahramanmaraş’ta ticaret odasıyla protokol yaptık. Ellerinde kayısı varmış. İlk etapta 200 ton. Üreticilerden almak istiyoruz. Malatya’nın kayısısını alıyoruz. Yine Malatya günleri de yapacağız. Bugün Ankara’da Kahramanmaraş Günleri olarak başladık.

Kocaman binalar yapılıyor. Buradan çıkınca trafiğin sıkışacağı belli değil. Ankara’da DSİ 2011 yılında 21 adet taşkın sahası belirtmiş. 2013’de bir kısmının projesini yapmışlar ama hiçbirisini yapmamışlar. Sel oluyor ’mazgallar tıkalı’ diye dalga geçmeye başlıyorlar. Bu DSİ’nin olduğu yerlerin hepsinde sel var şu anda. Ne kadar dere yatağı var kocaman kocaman gökdelenler dikili. Her toprak parçası landa çevrilmiş. Kentsel Dönüşüm Kanunu çıktığı zaman, yıpranmış, yenilenmesi gereken bölgeler diye çıktı. Ankara’da bu iş boş arazilere döndü. Yüksek gökdelenler yapıldı. Yoksa kentsel dönüşüme kimse karşı değil. Parsellerin içinde 500 şahsın hissesi var. Diyorlar ki ’git müteahhitle anlaş’. Anlaşılabilir mi? Biz şimdi ’buyrun tapunuzu alın istediğiniz müteahhide verin’ dedik ve çözdük. Ankara’da dere yataklarını imara açmışlar. Ben bunu iptal ettim dediğim zaman bedelini ödemesi gerekecek belediyenin. Bunun altından kalkma ihtimali yok ki.

Aslında şehir içine altgeçit çok uygun değil. Öyle bir şey ki biz de 10-11 adet yapmak durumunda kaldık. Düğme yanlış bağlanınca hepsi öyle gidiyor. Otoban gibi olunca siz de bir adet yapıyorsunuz. Bunun sonu yok. Zamanında hiçbirine mazgal bile konmamış. Şimdi böyle bir şehir selinde bunların hiçbiri işe yaramaz. Ben şimdi hepsine kamera taktırıyorum. Sel baskınından itibaren oranın yolunun mutlaka kesilmesi lazım. Çankaya’dan böyle bir altgeçidin suyunu alacak nehir yatağı yok. Şöyle bir şey yapılabilir; altgeçit yapılırken geriden yol aşağı indirilirse, çıkış da aynı şekilde olursa en azından oraya girenler yolun karşısına da görür. Bir de köprünün yüksekliği itibariyle yüzde 100 dolmaz. Yaya odaklı bir trafiğe ihtiyaç var. Araç trafiğine odaklı yaparsanız bunlara maruz kalıyorsunuz.

”Benim bir afet karşısında bir adet bile tweet atmışlığım yok”

Dün sosyal medyada vardı. İstanbul’un bir bölümü gösteriliyordu. Kırmızı çatılar neredeyse soluk alacak bir şey yok. Allah korusun diyorum şimdi. İstanbul 30 senede falan hazır olur ama çok kararlı olunması lazım. İstanbul’da değerli bir yere gittiniz, ’biz buradan kalıp alacağız’ diyorsunuz. Ya bozuk çıkarsa, ’hadi buradan çıkın’ dense. İnsanlar istemiyor. Bunların hepsinin kanunla düzenlenmesi lazım. Ölmelerine müsaade vermemek lazım. Beypazarı’nda benden çok önceki dönemde kaba inşaatı bitmiş, yapamamış. Ruhsat yenilemeye gelinmiş. Rapor almışlar tehlikeli çıkmış. ’Sana ne kardeşim, ölürsem ben öleceğim’ diyor. ’Kusura bakma devlet senin ölmemen için yetki verdi bana’ dedim. Küsüp gitmişti.

Kahramanmaraş’ta dağın eteklerinde yüksek katlı binalarda zarar yoktu. Siz İstanbul’da en değerli bir yerdesiniz. Size diyecekler ki, ’gidin şu dağın yakınında durun’. Problemler çıkacak. Devlet bir şekilde bunun altından kalkmak durumunda. Eskiden odalardan vize alınıyordu. Niye vizeyi aldılar odalardan. Bunun da hesabının sorulması lazım. Odalar sizin gibi düşünmek zorunda değil ki. Ben inşaat yapmadım ama odaların çok ciddiye aldığını söylediler. Tamamen siyasi kavga sonucu bunların gelirinin kesildiğini biliyorum.

Herşeyden evvel Türkiye’de aday olmanın yolları belli. Ben aday oldum demekle olmuyor. Adayların hepsine başarılar dilerim. Baştan beri hep şunu söyledim; ittifak var. Biz Millet İttifakı’nın belediye başkanı seçildik. Böyle bir şey olursa İttifak ’sen aday olacaksın’ denildiğinde olurdum. Ben böyle bir görev verilirse ancak aday olabileceğini söyledim. Ben Cumhurbaşkanı adayı olacağım derseniz, bunu hareketlerinizle belli edersiniz. Siyasi demeç vermeden, televizyona çıkmadan böyle bir şeyin ortaya çıkması garip. Mansur Yavaş dendiği zaman Anadolu’nun her yerinden yüksek anketler çıkmaya başladı. Benim bir tarzım var. Beypazarı belediye başkanı iken de, şimdi de seçimden önce şunu söylemiştim ’Biz kazanacağız ama karşılığımızda düşman yok’. Seçildikten sonra bir adet siyasi polemiğe girmedim. Bana oy vermeyenlere karşı bir tek mesajım yok. Seçilirsiniz, seçilinceye kadar siyasi yarış olur. Bunu karalama siyaseti olarak yapmazsınız. Projelerinizi anlatırsınız. Seçildikten sonra herkesi kucaklayacaksınız. Çünkü herkesten su parası alıyorsunuz, vergi alıyorsunuz.

”Ben hepsinin belediye başkanıyım”

Gençler ’Biz seni veya Ekrem Bey’i istiyoruz, aday olun’ diyor. Böyle bir siyaset yok. 6’lı Masa derse tamam ama tek başına işin içerisine girmek macera oluyor. Bir de sandık güvenliği sorunu var. 2014 yılı seçiminin mağduruyum ben. Seçim kurulu benim dönemimde verdiği kararın aksini referandumda verdi. Mühürsüz tutanaklar geçerlidir dedi. Mühürsüz oy pusulalar sayıldı. Gençler bir insanı durup dururken sevmiyor. Demek ki gençler bizim hareketlerimizden siyaset tarzımızdan hoşlarına giden bir şey var.

Meral Bey beni aradı ’Mansur Başkan ben senin ve Ekrem Bey’in ismini verdim’ dedi. Siyasette zaman zaman krizler yaşıyor. Millet İttifakı’nın belediye başkanı olarak asla onların kırılmasını istemem. Biz hepsine ’sayın genel başkanımız’ diye konuşuyoruz. Gerçekten hak ediyorlar. Böyle bir kurgu kurdular, sonuçta kazanıldı. Kentlerin çok daha güzel yönetilebileceğini ispat ettik. 11 büyükşehirde oy oranların, seçildikleri oy oranlarının üstünden belli bu. Her şey bir yana Ankara ve İstanbul büyükşehir belediye başkanı başarılı bulunuyor ki, Cumhurbaşkanlığına aday gösteriliyor. Bu yolu açan bize Millet İttifakı.

”Ben genel başkanların milletvekili olmasını isterim”

Belediyeleri asla kaptırmazdık. Göreve devam edeceğimiz belliydi. Görevi bırakacak olsaydık adaylığımız sözkonusuydu. Vatandaşa verdiğimiz sözü tutacağız. Adaylığa ısrarlı olmamamızın sebeplerinden bir tanesi daha önce bu yaşandı. Bizi 5 yıllığına seçtiler. Son güne kadar görevimizi sürdürmek boynumuzun borcu. Aksi takdirde Ankara halkı bizi affetmez. Hemen atama yapılmayabilir. İki görevin aynı anda sürdürebileceğini de düşünüyorum. Sayın Binali Yıldırım için aynı fikri önerenler, İBB Başkanı olunca Cumhurbaşkanı yardımcısı olacak diyenler şimdi olmaz diyorlar. Şunu söyleyeceğim sadece, iki üç adet idare profesörünün açıklaması var. En önemlisi hocaların hocası Ergun Özbudun. Dün yaptığı açıklamada bunun gayet mümkün olduğunu açıkladı. İki görev bir arada yürütülebilir. Yetkili olmak istememizin sebebi, halkla, gençlerle, kadınlarla kurduğumuz iletişimin, projelerin bir şekilde ülke yönetiminde olmasını istiyoruz. Büyükşehir belediye başkanları vatandaşla haşır neşir olabilen insanlar, gençlerin kolay ulaşabildiği insanlar. Onlar tekrar bize ulaşacaklar. Cumhurbaşkanı yardımcılığı olsak da belediye başkanlığımız devam ettiği için biz onlarla iç içe olacağız.

Bizim Ekrem Bey’le istediğimiz, cumhurbaşkanı yardımcılığımız ilan edilirse seçimlerde etkili olacağımızı düşündük. Sayın Cumhurbaşkanının yanına gidince en iyi bildiğimiz işleri isteriz. Kırsal kalkınma, gençler vesaire. Şu anda sayın Cumhurbaşkanı yardımcısı bir yere talimat mı veriyor? Bizim resmi olarak ’Tarım Bakanı şunları yapacak’ diye bir şey olması gerekmez. Halkla iletişimi biz kurarız. Sosyal yardımlarla ilişkin o kadar çok yaptığımız iş var ki. Yaşadığımız kentte kimse aç kalmayacak dedik. Sayın genel başkanımızın da aile sigortası projesi var. Çocuklar niye yurt dışına gitmek istiyor? Bu gençler çıksın gitsin anlamında söylemiyorum. İyi eğitim almaları için pasaportunuzun değerli olması gerekiyor. Hukukun üstünlüğünden geçiyor bu.

Şehre gelmiş iş yok. Bu insan ne yapacak? Türkiye’de şu anda mazot yardımı, tohum, gürbre yardımını yapıyoruz üretmeleri için. Ankara’da önemli kesim tarıma döndü. Bununla ilişkin çalışmamız var, yakında açıklayacağız. Deprem bölgesine domates fidesi ve gübre gönderiyoruz. Acılar hafiflemez ama zaman geçince yeniden üretmek için bir şey istemeye başladılar. Binlerce ton hayvan yemi götürüyoruz. Depremde en fazla etkilenen 4 ya da 6 şehirde sponsorlar vasıtasıyla, imece usulü ile ekmesini, biçmesini, üretmesini sağlayacak proje yapıyoruz belediye olarak. Anayasa’da yüzde 1 tarıma verileceği söyleniyor ama verilmiyor. Bizim yaptığımız desteklerle 30 küsur bin çiftçini cebine 30-40 bin para girdi. En önemli ürün önümüzdeki günlerde buğday olacak. İnşallah bunu destekleyeceğiz.

Deprem ve arkasından sel felaketi, ondan önce pandemi yer aldı. Ben milletimizin bu işin üstesinden da kalkacağını düşüyorum. 3500 ihalemiz hala internette duruyor, isteyen bakabilir. Bugüne kadar savcılığa intikal eden bir tek husus yok. Açık olup şeffaf olmak lazım. 6’lı Masa’nın taahhüdü de budur. Eğer aynı düzen gidecekse niye değişiyor ki? İnsanlar kategorize edilecekse niye değişiyor? İnsanlar iyi ki değişmiş diyecek. 20 yıldır değişme imkanı olmadı. İlk defa belediyelerde oldu. Zaman zaman anketler geliyor, arkadaşlarımızın hiçbirinde oy kaybı olmadı. Sosyal haklar arttı, gününde maaşlarını alıyorlar, ikramiyelerini alıyorlar. Vatandaşa inanılmaz destekler veriyoruz.

6’lı Masa 2800 sayfalık mutabakat metni yayınladı. Mansur Yavaş’ın fikrinin önemi var mı? Dert Mansur Yavaş’ın siyasi geçmişi üzerinden. Bir liderin neyine bakılır? Devletin parasını çarçur ödüyor mu, şeffaf mı, ayrımcılık yapıyor mu? Ben karşımda hiç kimseyi şunun seçmeni, bunun seçmeni olarak görmüyorum. Eşit hizmet veriyorum. Bugüne kadar bir adet şikayet gelmiş mi? Sana ne benim siyasi geçmişimden? Seni rahatsız eden bir hareketim var mı? Bir ayrımcılık yapıyor muyum? Vatandaş artık bunlara aldırmıyor. Bunlar çirkin siyaset. Bu anlayışı gençler toprağın altına gömecekler. Bu afette 3 bin geç saat 3’e 4’e kadar sırtında paket taşıdılar. Bu gençler çarpıklığı çok iyi biliyor. Bizi de onlar düzeltecekler, yanlış yapmamıza müsaade vermeyecekler. 3-5 maaşı, yanlış giden her şeyi sorgulayacaklar.

Ben kendimi boşa çıkarmak istemem, nezaketsizlik yapmak istemem. Gerçekten seçimi kazanacağımıza inanıyorum ve kazanmalıyız diyorum. Ben kimseye hakaret etmedim ve hakaret işitmek istemiyorum. Düşüncelerimden dolayı hakaret yemek istemiyorum. Telefonum dinleniyor endişesiyle yaşamak istemiyorum. Arkadaşlarımla rahat oturmak, gezmek istiyorum. Hukukun egemen olduğunu mahkemeye gittiğimde ’ben buradan hakkımı alırım’ ve hiç endişe duymadığım Türkiye hayal ediyorum. Son zamanlarda verilen kararlar, youtube, ekşi sözlük kapatılıyor. ’Türkiye’de sansür var’ denmesi ekonomimizi etkiliyor. Niye korkuyoruz? Suç varsa hukuk onun çaresini bulacak. Stadyumdaki protesto en masum, şiddete başvurulmadığı takdirde anayasal hak. Stadyumda Mansur Yavaş protesto edilirse ’iyi yaptılar’ olmaz. Benim ODTÜ’de gençlerle problemim oldu. Kendimi anlatmaya gittim ODTÜ mezunlarına. ’Mansur elini ODTÜ’den’ dediler, güldüm geçtim. Kasımpaşa Stadı’nda ’Mansur Yavaş dışarı’ dendi. Bir şey demedim. Seçim birinci turda bitecek. Referandum yapılırken sistemin yanlışlığı çok tartışıldı. Zaten Cumhurbaşkanının aday olup olmayacağı da tartışılıyor. Cumhurbaşkanı 1. turda çıkmadığı zaman arada 1 puan da olsa, Meclis’teki aritmetik nasıl olacak. En iyisi birinci turda bu işin bitmesi. Meclis’te problem olacaksa bir daha gidilir seçime. Birinci turda bitecek inşallah, sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı olarak seçeceğiz. Ben gençlerim Mansur abisi olmayı seviyorum. Benim genlerimde düşüncesinden ötürü aşağılamak yok.

 

 

 

Beypazarı’nda yüzde 51’de seçildim. CHP’liler korktular. Daha sonra CHP’liler benim seçim zaferimi davul çalarak kutladılar. Sokağa çıktığınızda iki kişiden birisi size oy vermiş. Eğer sen iyi yöneticisi isen yüzde 49’a düşmanlık yaparak değil herkesi kucaklayarak mantığı ile gidiyorsun. Diyelim ki aday olmadık, ayrıldık, çıktığın zaman vatandaşların içinde başın dik yürüyeceksin. Hiç kimseyi siyasi görüşünden ve verdiğin oydan dolayı asla ve asla benim ağzımdan kötü bir şey çıkmayacak.

 






Etiketler :

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER YEREL YÖNETİM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI