Son günlerde Fransa'nın başkenti Paris'te İsrail, ABD, Katar ve Mısır arasında esir takası konulu bir toplantı yapıldı. İsrail tarafının yeni bir esir takası anlaşması için sunulan taslağı kabul ettiği öne sürüldü.
Anlaşma, kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere Gazze'deki tüm Siyonist esirlerin serbest bırakılması ve İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının aşamalı olarak duraklatılmasını içeriyor. Anlaşma kapsamında ayrıca İsrail, Gazze'ye daha fazla yardım girişine izin verecek ve daha fazla Filistinli mahkumu serbest bırakacak.
Arap Dünyasının önde gelen analistlerinden olan ve aynı zamanda Rey el-Yevm Gazetesi Baş Editörü Abdulbari Atvan, yeni yazısında, Paris'teki Gazze toplantısında varılan anlaşmanın ABD'nin kurduğu bir tuzak olduğunu söyledi.
Atvan, Paris toplantısı ile ilgili kaleme aldığı yazısında şu ifadelerde bulundu:
"Gazze'deki Hamas hareketinin liderliği şu ana kadar Katar, Mısır, Siyonist İsrail ve ABD'nin Paris'te yaptığı dörtlü toplantı sonucunda ortaya çıkan ateşkes teklifine yanıt vermedi.
Paris Toplantısının Amacı İsrail'i Kurtarmak
Büyük ihtimalle direnişin söz konusu plana cevabındaki gecikme kasıtlıdır. Eğer direniş önerilen planı kabul edecekse, herhangi bir anlaşma işgalci ordunun Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi ve saldırılarının kalıcı olarak durdurulması şartına bağlı olacaktır.
Paris Anlaşması taslağının işgalci rejimi kurtarmayı ve bölgede kaybolan Amerikan nüfuzunu yeniden tesis etmeyi hedeflediği açıktır. Anlaşma taslağı Hamas'ı yok etme hedefinin imkânsız olduğu ve yaklaşık 4 ay süren savaşın ardından Filistin direnişinin savunma güçlerinin ve tünellerinin yüzde 80'inden fazlasını elinde tuttuğu için sunuldu.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bugünlerde planladığı tek şey, en fazla sayıda Siyonist esiri serbest bırakmaktır. Böylece hiçbir iç ve dış baskıya maruz kalmadan Gazze halkını yerinden etme, bölgeyi kontrol altına alma, Gazze'nin devasa gaz ve petrol zenginliklerini yağmalama ve bu Gazze konutları projesini hayata geçirmeye çalışıyor; Uluslararası Siyonist projenin yanı sıra, ABD askerden arındırılmış Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde bağımsız Filistin devletinin tanınmasına yönelik iddia edilen planı gündeme getirdi.
ABD'nin YeniTuzağı: Bağımsız Filistin Devletine Destek İddiası
Son günlerde ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Dışişleri Bakanı Anthony Blinken'in bağımsız bir Filistin devletini tanımayı düşündüğü belirtildi. Açıklamada Blinken'ın danışmanlarından böyle bir devletin oluşumunda model oluşturabilmek için silahsızlandırılmış ülkelerden örnekler vermelerini talep ettiği kaydedildi.
Bu konuda yaygın bir atasözü vardır: "Bir yalanı büyüklüğünden anlayabilirsin." Bu atasözü ABD'liler ve İngilizlerin bağımsız bir Filistin devletinin oluşumunu destekleme konusundaki iddiaları için de geçerlidir.
Ortadoğu'daki yıkıcı savaşlarda her zaman bir arada olan Amerikalılar ve İngilizler, bu kez direnişe ve Filistin halkına yeni bir tuzak kurup Filistinlilerin 7 Ekim 2023'te (Aksa Tufanı operasyonu) elde ettiği büyük zaferi yok etmeye ve Siyonistlerin kayıplarını azaltmaya etmeye çalışıyor.
Bu arada ifade ettiklerimizin doğruluğunu ispatlayan birkaç gerçek var:
-Birinci konu, ABD Kongresinin alt kanadı Temsilciler Meclisinde "Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ve diğer Filistinli grupların üyelerinin ülkeye girişini yasaklayan" tasarının, 2 "hayır" oyuna karşı, 422 "evet"le kabul edilmesidir.
Amerika, bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını iddia ederken, "Oslo" anlaşmasını imzalayan, İsrail'i tanıyan, tarihi Filistin topraklarının yüzde 80'ini rejime devreden ve 60 bin askerini Siyonist yerleşimcileri korumak için kullanan Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) tüm üyelerinin ABD'ye girişini yasaklayan tasarıyı nasıl destekliyor?
-30 yıl önce Beyaz Saray'ın bahçesinde imzalanan Oslo Anlaşmasının sponsoru olan ABD, son 20 yılda BM Güvenlik Konseyi'ndeki veto yetkisini kullanarak Filistin'in Birleşmiş Milletlere üye olma hakkı engelledi. Dolayısıyla ABD'nin, Filistin devleti kurma planını pratikte gerçekleşemez ve rafa kaldırılır.
-Washington hükümeti her zaman, herhangi bir Filistin devletinin kurulmasının İsrail-Filistin tarafından kabul edilmesi gerektiği konusunda ısrar ediyor ve bunun sivil bir devlet (silahtan arındırılmış bir devlet) olacağını söylüyor. Askeri gücü olmayan bir Filistin devletinin silahla donatılan düşmanla bir arada olabilir mi? Filistin halkına karşı her türlü suçtan çekinmeyen bir düşman saldırılarını tekrarlamak isterse Filistinlilerin kendilerini savunacak silahları olmayacak.
-Bugünlerde ABD'nin gerçek hükümdarı Joe Biden değil, Netanyahu'dur. İsrail'in ABD'nin Gazze savaşıyla ilgili tüm taleplerini reddetmesinde de bu açıkça görülüyor. ABD daha önce Gazze'de ateşkes ve bölgenin yeniden inşasına ilişkin 2013'teki "Şarm El-Şeyh Anlaşması" da dahil olmak üzere tüm anlaşmaları uygulamayı taahhüt etmişti ancak taahhütlerinin hiçbirine uymadı.
550 Bin Siyonist Asker Gazze'yi Kontrol Etmekte Başarısız Oldu
-Son 75 yılda Siyonist rejime en büyük tarihi yenilgiyi yaşatan Gazze Şeridi'ndeki direniş liderlerinden, ateşkes için belirlediği şartlarından vazgeçmemelerini ve ABD'nin kurduğu tuzağa düşmemelerini istiyoruz; Çünkü Paris toplantısı sonucunda ortaya çıkan anlaşmanın en belirgin hedefleri İsrail'i yenilgiden kurtarmak ve rejimin şartlarını direnişe dayatmaya çalışmaktır. Bu anlaşmanın destekçisi olan ABD'nin, Batılı müttefikleriyle birlikte İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını savunan, aynı zamanda Gazze'de 2 milyonu aşkın insana karşı açlık savaşı başlatan taraf olduğunu da hatırlatmalıyız. Onlar ekmeğin ve süt tozunun Gazzeli çocuklara ulaşmasını bile engelliyor."
Direnişin zafere yaklaştığına inandıklarını belirterek Arap yorumcu Atvan, "550 bin Siyonist asker bile Gazze Şeridi'ni kontrol altına alıp direnişi yok edemedi. Bütün bunlar bizim söylediklerimizin doğruluğunu kanıtlıyor.
Atvan, ABD Kongresinin alt kanadı Temsilciler Meclisinde onaylanan Hamas, "Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ve diğer Filistinli grupların üyelerinin ülkeye girişini yasaklayan" tasarıyı değerlendirerek, "Yahya el-Sinvar (Gazze Şeridi'ndeki Hamas'ın lideri) ve İslami Cihad Hareketi Genel Sekreteri Ziyad el-Nihale ile Gazze ve Batı Şeria'daki tüm direniş savaşçıları, Washington'un bu tür eylemlerini önemsemiyor ve Amerika Birleşik Devletleri'ne girmeyi düşünmüyor; Çünkü onlar ebedi cennete şehit olarak girmek istiyorlar ve Amerika'nın bu kararı onlar için değersiz." diye konuştu.
Tesnim