www.ocianews.com/ bedava bahis bahis siteleri
Bugun...


Basında Bugün

facebook-paylas
Havuz sermayesinin Kulluk Kuvvetleri!
Tarih: 01-08-2023 09:44:00 Güncelleme: 01-08-2023 09:57:00


Siz, hiç ölülerinizi sayıyor musunuz? Korkunç sayısının farkında olmak manasında da… Hiç olmazsa ölüsüne saygı duymak manasında da. Çünkü normal bir kamu vicdanı, bu kadarını kaldıramaz

Belki siz bilmiyorsunuz ya da unutmuşsunuzdur ama ağaçlar unutmaz!

Tillo'dan haykırır sular seller gibi, Botan Çayı'ndan sulara karışır, oradan yurdun toprağına, varır Muğla'da Akbelen'e.

Devletşirket ya da Şirketdevlet testeresiyle: yaşlıları boğan, genç kadınların kollarını morartan jandarma gazı, polis copu şiddetiyle devrilmiş olsa da ağaçlar unutmaz:

"Akbelen'den önce Alkumru vardı. Bizi kesmeden önce 9 ceset vardı. Onları da hatırlayın, hatırlayın, hatırlayın!"

Akbelen'i Limakbelen yapmak üzere devletin kulluk kuvvetleri gücüyle saldıran şirketin Siirt, Tillo'da, Botan Çayı üzerindeki barajı, mutena HES'i üç yıl arayla üç aileyi yutmuştu.

2011'de kapaklar açılmış, 39 yaşındaki Fehim Özbay ile üç çocuğu sulara kapılmış, 18'indeki Serdar, 11'indeki İbrahim boğulurken, ancak 13 yaşındaki Kader'in kaderini ölümden hayata taşıyabilen baba da can vermişti.

Sonra 2014 geldi. Akbelen'den tam dokuz sene önce:

Baraj kapakları yine sorumsuzca açıldı. Kaçan kaçabildi, yaralanan ölmediğine şükretti belki ama Parlakdüşer Ailesi baba ve üç kızını, Tente Ailesi iki kardeşi "Havuzcular"a kurban verdi.

Akbelen'de ağaçlar topraksız, susuz kalmadan önceydi.

34 yaşındaki Osman Parlakdüşer ile kızları 10 yaşındaki Semanur, 8 yaşındaki Betül, 6 yaşındaki Şevval ile 36 yaşındaki Fikret Tente ile 27 yaşındaki kardeşi Ahmet sular altında nefessiz kaldı.

Semanur biraz direnmiş miydi bu "arsız ölüm"e, bilmiyoruz, cesedi epey sonra bulundu.

Bir ara bilirkişi ölüleri suçlu buldu, sonra "bazı sorumlular" sorumlu bulundu. "Sorumlu" denenler de üç beş çalışan ile bir iki memur veya işçiydi. Patronlar sorumlu değil, servet sahibi olabilirdi sadece!

Çocuklar ağaçları, yaprakları, çiçekleri, kuşları, gölgeleri sever ya…

Muhtemelen Alkumru'nun Semanur, Betül, Şevval, Serdar, İbrahim'i de Akbelen'in ağaçlarına, köylüsüne, yiğitçe savunanlarına sarılmıştır ruhlarıyla!

Demem o ki, İkizköy sadece Akbelen'in değil, Tillo'nun, Botan'ın, Alkumru'nun da ikizidir; kesilmiş ağaçları, boğulmuş çocuklarıyla.

Bu öyle bir düzen ki, devletin kolluk kuvvetleri, şirket ve siyaset ağalarının "kulluk kuvveti" oluyor; "havuz medyası"na milyonlarca yatıran, bağış yapanlar, çocuklar boğulur, ağaçlar kesilirken, sadece o "Kulluk Kuvvetleri"nin özel güvenlik ve saldırı hizmetini değil, "Kulluk Medyası"nın fedailiği ve korumalığını da "kul"lanıyor!

Aşağıdaki yazıyı, Semanur, babası ve kardeşleri boğulduğunda, 26 Ağustos 2014'te yazmıştım. Okumayabilirsiniz tabii.

"Ölülerinizi sayıyor musunuz" demişim; siz "ağaçlarınızı da" diye ekleyin!

UMUR TALU T24

https://t24.com.tr/yazarlar/umur-talu/havuz-sermayesinin-kulluk-kuvvetleri,40983





YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI