www.ocianews.com/ bedava bahis bahis siteleri
Bugun...


HASAN KUMRAL

facebook-paylas
GAZZE – COVİD – HUSİLER
Tarih: 26-12-2023 22:46:00 Güncelleme: 26-12-2023 22:46:00


Sol literatür ile tanışanlar için Emperyalizmin İlerici Gücü kavramı aşina bir kavramdır. Sömürgeciliğin en üst noktası nasıl ilerici olur diyenlere cevap kısa ve nettir. Mağarada,çalı çırpıdan yapılan kulübede veya çadırda yaşayanlara siz elektronik eşya satamazsınız, onların bilgilenmesi, bilinçlenmesi ve elektronik eşyalara ihtiyaç duyması zorunludur. Dolayısıyla geleneksel yaşam biçimlerinin parçalanması, değişip dönüştürülmesi için zorunlu eğitim, kentleşme, insanların her şeye güçlerinin yetebileceğine inandırılmaları gerekmektedir. Yani emperyalizm, yani küresel sömürge düzeni için herkesin aynı düşünmesi, aynı davranması, aynı yiyecekleri ve içecekleri tüketmesi, aynı ihtiyaçları hissetmesi, aynı tek tanrıya inanması, ayı araç ve gereçleri kullanması lazımdır ki sömürgeci düzen kurulsun. Bu süreç tamamlanmak üzere, dünyanın yer yerinde coca-cola var, akıllı telefonlar var, tek tanrı tek bir din inanıcının yerleşmesi için kurulan tarikat ve cemaatler var, ama gereğinden fazla insan da var.

Günümüzde fazladan nüfus dünya için bir yüktür anlayışı egemendir. Her yıl yayınlanan dünya kaynaklarının kullanım oranları, iklim krizi vs söylemler insanların bilinç altına tükenmişlik düşüncesini yerleştiriyor. Tükenmişlik ise nihayetinde teslim olma, direnç noktalarının yok edilmesi, maddi ve manevi, düşünce ve eylem fakirliğidir. Ekonomiyi bozarsan her şey bozulur. 1789 Burjuva Devrimleri ve arkasından gelen Ulusal Kurtuluş hareketleri ve Komünist görünümlü rejimler mülkiyetin tabana yayılmasını, toplam refahın artmasını, insanların su - kuru ekmekten başka yiyecek ve içeceklerle tanışmasını, kıyafet ve teknoloji vs. ihtiyaçların doğmasını sağladı. Ama yolun sonu göründü.

Yeniden yeni dünya düzeninde hegomanyasını sağlamlaştıran egemen güçler artık satışa, tüketime dayalı sömürü sistemini terk etmek istiyorlar. Sermayenin verimliliği kavramı gereği devasa boyutlara ulaşan sermaye birikiminin yeniden kendini üretmesi, yenilemesi ve büyümesi sınırına ulaşılmış, birikmiş sermayenin eksi yönde azalması gündeme gelmiştir. Üreterek ve paylaşarak değil tüketerek zenginleşme, tüketerek dünyayı düzenleme, dünyanın tam anlamıyla zaptu-rapt altına alınması girişimleriyle yüz yüzeyiz.

Bu gün yanı 25.12.2023 gününde Türkiye dahil pek çok ülkede Covid-19 alt benzeri salgın hastalık var. İnsanlar acilde, evde, işyerinde kıvranıyor, sürekli ilaç tüketip üretimden uzaklaşıyor. Sağlıklı olması gereken insanlar zaten sağlıklı olarak işlerinin başında, üretimde ve tüketimde, ister beyaz Türkler deyin, ister şu bu dinden cemaatten deyin, ister gizli örgütün üyeleri deyin sonuç fark etmiyor. İnsanlar salgın hastalıklarla, yerel ve kontrollü savaşlarla tüketiliyor, sonuçta tabana yayılmış sermayenin tekelleşmesi hiç olmadığı kadar yeniden hızlandırılıyor. Firavun döneminden daha kötü bir çağa yelken açmış gidiyoruz. Temel ihtiyaç olarak gördüğümüz, alıştığımız akıllı telefonlar, günlük banyo, barınak, yiyecek, ilaç, okur yazarlık vs vs hepsi hayal olacak, hepsi cennette vaat edilen güzellikler olacak ne yazık ki.

COVİD-19 ve mevcut salgında ve Gazze şeridinde yaşananlar bunların en belirgin örnekleridir. Covid – 19 salgınında tüm dünya yönetimleri istisnasız aynı şekilde davrandı, aşılananlar yavaş yavaş aramızdan ayrılıyor. Benim de sağlığım geri dönülemez şekilde bozuldu, ya siz ne durumdasınız? Gazze’de insanlık suçu işleniyor, gelecek savaş biçiminin provası yapılıyor, 3-5 sözde karşı çıkış dışında ne yapılıyor. Ticaret aynı, sistem aynı, para akışı aynı, gece kurt ile avlanıp, gündüz koyun ile ağlayan, çoban ile dertlenenler. Olan sömürülen, her anlamda fakir olan insanlara oluyor, artık egemen güçlerin vasıfsız işçilere ihtiyacı kalmadı. Yaşlılar, engelliler, vasıfsızlar, fakirler sistemin safrası haline geldi. Safradan kurtulmak için yok ediyorlar, yok ederken ilaç satarak, doktor tedavisiyle veya yerel savaşlarla yıkıp yeniden istediği gibi inşa ederek son varlıklarımızı da almak istiyorlar. Milyarlarca insanı yok ederek, kısırlaştırarak, hastalığa, savaşa, düşmanlığa mecbur bırakarak tabir caiz ise son damlamıza kadar sömürerek büyümek, yeniden yenidünya düzenlerini kurmak istiyorlar.

Yeniden yenidünya düzenin temeli küresel veya global/küresel tüketim ekonomisi değil yerel, üretim sınırlı tüketim üzerine kurulacak. Yani geçmişte olduğu gibi, birbiri ile savaşan, barışan ama sonunda aynı masaya oturan asiller, hanedanlar, onların düşüncelerini Tanrı buyruğu haline getiren din adamları, onları koruyan silahlı güçler, adalet dağıtan mekanizma, kolcular, vergi tahsildarları geliyor. Ortaçağ karanlığının ayak sesleri duyulan. Ne insan hakları, ne vicdan, ne din, ne zaman, ne akıl ne de milyonlarca yılda biriken kültürel miras, hiçbir şey kalmayacak. Sadece Gazze’de yaşananlar tüm dünyaya yayılacak, ilk örnek Gazze ve insanlar internette küfür edip, meydanlarda Filistin dansı yapıyor…

Husiler güya Gazze’ye destek için Kızıldeniz’i kapattılar. Olan ne? Dünya ticaret yollarının yönü değişti, maliyet artacak, küresel iş birliği, küresel üretim bandı duracak, tekrar üretim zinciri kurulduğunda yüksek maliyetler nedeniyle temel ihtiyaçlar yani elektronik oyuncaklarımız, yani yemeğimiz, yani ayakkabımız, yani ilacımız lüks olacak. Ve Tanrı din adamları vasıtasıyla bize lüksten, israftan uzak durun diyecek…

Türk tarih sahnesine ilk çıktığı andan itibaren dünyanın nizamı için mücadele etmiştir. Hanedanlar değişmiş ancak Türk Milleti her zaman var olmuştur. Tarihte 16 değil yüzlerce devlet, binlerce beylik kurduk, her daim vardık, var olduk. Bu bizim DNA ve RNA’larımıza kazınmış, yazılmış kaderimizdir. İsimler değişti, coğrafya değişti, din değişti, görüntümüz değişti ama Türk Cihan Mefkuresi değişmedi, değişmeyecek…  Ne Orhun Yazıtları, ne Nutuk ne de Gençliğe Hitabe boşuna yazılmadı. Yeniden kurulan yeni dünya düzeninde tarihsel geçmişimiz doğrultusunda akılcı, öngörülü, demokratik ve laik, milli ve insan temelli bir yönetim şarttır. Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.

Tanrı Türkü Korusun ve Yüceltsin.

Kumraldede

 

 

 





YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI