Asistan hekimler hak arama eylemlerine devam ederek iş bıraktı. Türkiye genelinde 15-16 Eylül'de iş bırakarak çalışma koşullarına ve ücret eşitsizliğine dikkat çekmek isteyen asistan hekimler, çalıştıkları hastane önünden “Eşit işe eşit ücret” talebiyle hükümete seslendi. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Heykel önünde bir araya gelen hekimler adına ortak açıklamayı okuyan Dr. Volkan Tümer, “Ağır çalışma şartları, can güvenliğimizin olmaması, 5 dakikada bir hasta bakma dayatmasıyla kalitesiz sağlık hizmeti verilmesi, malpraktis (yanlış, özensiz tedavi) davalarında haksız ve orantısız rücular ve emekliliğe yansıyan tek kalemde maaş verilmemesi gibi birçok özlük hakkımız ısrarla görmezden geliniyor ve emeğimiz sömürülüyor” dedi.

30 gün 24 saat icap nöbeti ile tam zamanlı sömürü!

Asistan hekimler, sağlıkta şiddeti kınayarak dün İstanbul Esenyurt Devlet Hastanesi'nde hasta yakını tarafından öldürülen güvenlik görevlisi Tuğrul Okudan ve mesleğini yaparken hayatını kaybetmiş tüm sağlık emekçileri için bir dakikalık saygı duruşunun ardından taleplerini dile getirdi. Üniversitelerde çalışan asistan hekimler olarak ülke genelinde yan yana geldiklerini ve tek ses olmayı amaçladıklarını ifade eden Dr. Volkan Tümer, “Ağır çalışma şartları, can güvenliğimizin olmaması, 5 dakikada bir hasta bakma dayatmasıyla kalitesiz sağlık hizmeti verilmesi, malpraktis davalarında haksız ve orantısız rücular ve emekliliğe yansıyan tek kalemde maaş verilmemesi gibi birçok özlük hakkımız ısrarla görmezden geliniyor ve emeğimiz sömürülüyor” dedi.

Dr. Tümer, nöbet mesaisi ücretlerinin tüm meslek gruplarında normal mesai ücretinin üzerindeyken asistan hekimlerde hâlâ yarı ücrette devam ettirildiğini söyledi. Birçok şehirde branşlarında tek doktor olarak çalışan hekimlerin 30 gün/24 saat icap nöbeti adı altında zorla çalıştırıldığını ve emeklerinin sömürülerek karşılığında 5 günlük çeyrek mesai ücreti verildiğini belirten Tümer, "Meslektaşlarımız 25 gün ücretsiz çalıştırılıyor. Birçok sağlık çalışanı şiddet görüyor, birçok meslektaşımız canice ve onursuzca katlediliyor. Güvende hissetmiyoruz, her geçen gün artan şiddet karşısında çaresiz hissediyoruz. Ağır çalışma yükünden dolayı nöbet sonrası yorgun bitap düşüp trafik kazası geçirerek yaşamdan kopan Dr. Rümeysa Berrin Şen'i, işini yaparken katledilen Dr. Ekrem Karakaya’yı, Dr. Ersin Arslan’ı ve şiddete uğrayan hiçbir meslektaşımızı ve sağlık çalışanı arkadaşlarımızı unutmadık, unutmayacağız” diye konuştu.

“Hekimler sınıflandırıldı, bölündü”

Dr. Tümer, can kayıpları sonucunda eylemlere başlayan hekimlere özlük haklarının iyileştirileceği konusunda bir yıl önce söz verildiğini hatırlattı. Yayınlanan yönetmeliklerle sağlıkta şiddetin katalog suçlar arasına alındığını fakat önlemlerin çok yetersiz olduğunu anlatan Tümer, şunları dile getirdi:

"Nöbet ertesi izin konusunda yönetmelikte yapılan son değişiklikle birlikte nöbet ertesi izin hakkı garanti altına alındı. Bu izni kullandığı için nöbet ücretleri kesilecek arkadaşlarımızın birçok yerde kayıt dışı mesailerine devam ettirileceği ve bunun karşılığı ücret verilmeyeceği bilgisine sahip bulunuyoruz. Hastane ayrımı gözetmeden tüm meslektaşlarımızın hak mücadelesinin takipçisi olacağımızı ve tüm haklarımızı kullanacağımızı buradan bildiriyoruz. 12 Ağustos’ta emeğimizin karşılığı olarak 'Beyaz Reform' olarak lanse edilen yönetmelik yayınlandı, ekonomik haklarımızda kısmen iyileştirme yapıldı. Fakat hekimler gelir getiren ve getirmeyen olarak sınıflandırıldı, birçok gruba bölündü. Maaşımız tek kalemde verilmediği için yapılan iyileştirme emekliliğe yansımayacak geçici bir düzenlemeden ibaret kaldı. Nitekim hâlihazırda üniversitelerde görev yapan hekimler olarak bulunduğumuz iller, hatta bölgelerde en zor vakalarla baş etmeye, en ağır hastaları tedavi etmeye çalışmamıza rağmen, Yükseköğretim Kurulu'na (YÖK) bağlı olduğumuz gerekçesiyle kapsam dışı bırakıldı. Bir ay süren yoğun kamuoyu yaratma çabalarımız sonucu bu sabah YÖK kapsamındaki üniversitelere de ek ödeme yönetmeliği çıktığını öğrenmiş bulunuyoruz. Çıkan bu yönetmelik, 1 Ağustos 2022 tarihinden itibaren geçerli olurken 1 aylık hak kaybı oluşturdu. Israrla karşı çıktığımız ve hekimlik mesleğine asla yakışık bulmadığımız 'gelir getirmeyen' tanımı burada da kullanıldı, ayrımcılığa devam edildiği görüldü. Katsayı farkı azaltıldı ancak kaldırılmadı. Mahsuplaşmanın kalktığı söylense de çıkan yönetmelikte mahsuplaşma kaldırılmadı. Bu sebeple YÖK ile SBA kadrosu arasında gelir farkı oluşacağı öngörülüyor.”

AHM