www.ocianews.com/ bedava bahis bahis siteleri
Bugun...



Emek ve Özgürlük İttifakı Resmen Kuruldu

Emek ve Özgürlük İttifakı İstanbul’da kuruluşunu ilan etti. Halk buluşması Haliç Kongre Merkezinde gerçekleştirildi. Emek ve Özgürlük İttifakı binlerce kişinin katılımı ile deklarasyonunu açıkladı. Buluşmada yapılan konuşmalarda, ‘Şimdi zafer vaktidir. Baskıyı, sansürü, yoksulluğu ve ayrımcılığı, adaletsizliği ve zulmü, faşizmi ve yobazlığı yenme vaktidir’ denildi

facebook-paylas
Güncelleme: 24-09-2022 21:12:16 Tarih: 24-09-2022 20:21

Emek ve Özgürlük İttifakı Resmen Kuruldu

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) öncülüğünde bir araya gelen Türkiye İşçi Partisi (TİP), Emek Partisi (EMEP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) ve Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) tarafından kurulan Emek ve Özgürlük İttifakı, Beyoğlu’nda bulunan Haliç Kongre Merkezi’nde Binlerce kişinin katılımıyla halk buluşması gerçekleştirdi.. “Birlikte değiştireceğiz” pankartının asıldığı buluşmaya, çok sayıda parti ve STÖ katıldı.

Buluşmada yapılan açılış konuşmasında, “Bugün Türkiye’nin 20 yıllık bir karanlıktan çıkmasını sağlayacak meşaleyi alevlendirmek ve memleketin yeniden kuruluşunun adımlarını güçlendirmek için buluştuk. Biz halkız, haklıyız, milyonlarız, çaresiz, seçeneksiz, geleceksiz değiliz, çözüm de çare de seçenek de bizi demek için bir araya geldik. İnsanca ve onurluca çalışılacak ve yaşanacak bir ekonomik düzen; halkın egemenliğine dayanan bir demokrasi; Kürt sorununda barışçıl ve demokratik bir çözüm; kadınlar, gençler, engelliler ve ayrımcılığa uğrayan tüm toplum kesimler için adalet, eşitlik ve özgürlük; doğanın, çevrenin ve kültürel varlıkların tam korunması için yerimizi aldık” ifadelerine yer verildi.

“Emeğin ve özgürlüklerin ülkesini el birliğiyle inşa etmek için yola çıktık” denilen açılış konuşmasının devamında şu ifadelere yer verildi: “Öyle ya, kurduğumuz ittifakın adı tesadüfi değil, halkın açığa çıkan taleplerinin karşılığı niteliğindedir. İşçiler, emekçiler, kadınlar, gençler, Kürtler, Aleviler, Ermeniler, tüm halklar ve inançlar, ekolojistler, LGBTİ+’lar, çocuklar, toplumun tüm ötekileştirilenlerinin özgürlük ve hak arayışları devam ediyor. Emek ve özgürlük Türkiye halklarının en temel talepleridir. Türkiye’de siyaseti tekeline almaya çalışan zengin ve yaşlı erkekler istediler ki, siyaseti sadece onlar yapsın, kararları sadece onlar alsın. Bize, yani halka düşen görev ise karşımıza çıkarılanlar arasından yine başka zengin ve yaşlı erkekleri seçmek olsun istediler. Yani vitrindeki isimler değişecekse değişsin, ama devran dönmesin, devir değişmesin, düzenleri bozulmasın istiyorlar. Ama Hayır! Bu ülkenin insanları, emekçileri, halkları kendilerine sunulan ve aslında birbirinden pek farkı olmayan bu seçeneklere mahkum olmayı reddetti, reddedecek. Ve işte bugün bu salondaki heyecan ve coşkuyla, seçeneksiz de çaresiz de değiliz diyerek, demokratik ve halkçı bir çıkışın yolunu açacak, emeğin ve özgürlüğün yolunu, Emek ve Özgürlük İttifakı’nı yarattık yaratıyoruz.”

“Demokrasi” ve Özgürlük” vurgusunun eksik olmadığı buluşmada Emek ve Özgürlük İttifakı deklarasyonunu da açıkladı. İçinden geçilen bu olağanüstü süreçte ekonomik ve politik acil görevlerin gerçekleşmesi için hedefledikleri ittifakın, sömürülen ve ezilen bütün halk kitlelerinin ittifakı olduğunun vurgulandığı deklarasyonda, “İşçilerin emekçilerin yoksulların kadınların gençlerin doğa ve insan hakları savunucularının dayanışması ve ittifakıdır. Ortak, güçlü ve kararalı bir mücadele zeminidir” diye belirtildi.

Dönemin acil görevleri

“Ekonomiden siyasete birçok alanda Cumhur İttifakı’nın yarattığı yıkımı durdurmak, Tek Adam Yönetimi’ni sonlandırmak, halkın çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirmek, demokratik hak ve özgürlükler temelinde bir değişim ve dönüşümün gerçekleşmesini sağlamak önümüzdeki dönemin acil görevidir” denilen deklarasyonda, “Bu değişim ve dönüşümün yaşanabilmesi için emekten, barıştan, demokrasiden yana güçlerin ortak ve birleşik mücadeleyi güçlendirmesi ve kararlı bir şekilde sürdürmesi büyük önem taşıyor. Bu birlik ve mücadele yeni dönemin belirleyici, etkin bir gücü de olmak zorundadır. Halkın beklentisi ve talebi de bu yöndedir. Verilecek ortak mücadele, takınılacak güçlü ve kararlı tutum, halkın acil ekonomik taleplerinin elde edilmesi ve demokratikleşme yolunda adımlar atılmasını sağlayacak bir yürüyüş olacaktır” diye aktarıldı.

Hedeflenen ittifak

Bu yürüyüşün uğrak yerlerinden biri olan seçimlerin Türkiye için kritik bir anlam taşıdığının vurgulandığı deklarasyonda, “Seçim sürecinde halkın gelecek umutlarını salt sandığa bağlamadan, ancak sandığın önemini de görmezden gelmeden emek ve demokrasi mücadelesini yükselterek, bu temelde halkı seçimlerden kazanımla çıkmaya motive etmek ve seçim güvenliği için bütün tedbirleri almak ihmal edilemez bir sorumluluktur. İçinden geçtiğimiz bu olağanüstü süreçte ekonomik ve politik acil görevlerin gerçekleşmesi için hedeflediğimiz ittifak, sömürülen ve ezilen bütün halk kitlelerinin ittifakıdır. İşçilerin, emekçilerin, yoksulların, kadınların, gençlerin, doğa ve insan hakları savunucularının dayanışması ve ittifakıdır. Ortak, güçlü ve kararlı bir mücadele zeminidir” denildi.

İnsanca yaşanacak bir ekonomi

Bu iktidarın program ve icraatlarının, emperyalizmin, sermaye sınıfının, kendi yandaş şirket ve holdinglerinin çıkarlarını önceleyen bir politik anlayışa ve uygulamalara dayandığına dikkat çekilen deklarasyonda, “Yandaşları da palazlandıran bu haksız ve usulsüz ihale sistemi hukuken yeniden incelenmeyi gerektiriyor. İzlenen sömürü ve baskı politikalarının işçi ve emekçilerde, yoksul çiftçi, köylü ve esnafta, ezilen halk kesimlerinde yarattığı ekonomik ve sosyal yoksunluk toplumun birinci derdi haline gelmiştir. Hayat pahalılığı, düşük ücretler, işsizlik, yoksulluk, geçinme, barınma vb. sorunlarının çözülmesi için somut adımların atılması ve işçilerin, emekçilerin, ezilen halk kitlelerinin çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi bugün herkes için ilk meseledir” diye ifade edildi.

Faturaları sermaye ödeyecek

Bu gerçekten hareketle yaşanan ekonomik krizin ve çok yönlü toplumsal yıkımın ağır faturasını yerli ve yabancı sermayeye ödetecek, emekçilerin yaşadığı güvencesizliğe ve geleceksizliğe son verecek politikaların izlenmesinin şart olduğunun belirtildiği deklarasyonda, şu ifadelere yer verildi: “Bu kapsamda; Zamların durdurulması, ücretlerin açlık ve yoksulluk sınırının üzerinde insanca yaşanacak bir düzeye çıkarılması, işten atmaların yasaklanması, istihdamın artırılması, temel tüketim maddelerinden alınan vergilerin kaldırılması, az kazanandan az çok kazandan çok vergi alınması, yoksulluğu ortadan kaldıracak bir ekonomik programın izlenmesi en büyük toplumsal ihtiyaçtır. Bütçe kaynaklarının; saraylar, savaşlar, yandaşlar ve dış borçların ödenmesi için değil halkın ekonomik güvencesi ve doğrudan gelir destekleri için seferber edilmesi ilk adımlardır.

Sosyal hakları programı

Halkın; elektrik, doğalgaz, su, internet gibi temel ihtiyaçlarının bir ‘sosyal haklar programı’ kapsamında, aylık geliri yoksulluk sınırının altında olan herkese ücretsiz sağlanması; KYK borçlarının tamamen silinmesi, Emeklilikte Yaşa Takılanların (EYT), öğretmenler başta olmak üzere kamuda ataması yapılmayan tüm meslek gruplarının sorunlarının çözülmesi acil ihtiyaçtır. Emeklilerin yaşam koşullarının iyileştirilmesi, yoksul çiftçilerin borçlarının silinmesi, mağduriyetleri olağanüstü artan esnafın desteklenmesi ilk yapılması gerekenler arasındadır. Özellikle enerji ve ulaşım hatları, sağlık ve eğitim alanlarında nitelikli, parasız ve kamusal hizmetlerin verilebilmesi için işçilerin, emekçilerin denetimini içeren acil kamusallaştırma adımlarının atılması gereklidir. Kadın yoksulluğuna son verecek, ekonomik yaşamın her alanında eşit ve etkin olmasını sağlayacak politikalar şarttır. 18 yaş ve altı çocuk emeğinin ücretli emek olarak kullanılması yasak olmalıdır. ‘Geri Kabul Anlaşması’ iptal edilmelidir. Dönmek isteyen sığınmacılar için bölgede barış ortamı sağlanmalı, birlikte yaşamı talep eden sığınmacılara mülteci statüsü verilmeli, birlikte yaşamın koşulları inşa edilmelidir.

Halkların demokrasisi

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında kurulan Tek Adam Yönetimi, demokratik hak ve özgürlükleri kullanılamaz hale getirmiş, keyfiliği, zorbalığı, hukuksuzluğu ve adaletsizliği kurumsallaştırmış, bu ülkenin ve halkların yaşadığı sömürüyü, baskıyı ve çözümsüzlüğü derinleştirmiş, faşizan uygulamaları gündelik politikanın parçası haline getirmiştir” denilen deklarasyonda, “Dolayısıyla tek adam sistemini ayakta tutan, besleyen tüm kurum, mekanizma ve bağımlılık ilişkilerini değiştirmek öncelikli amaçlarımızdandır. Seçim barajının kaldırılması, demokratik hakların, siyasal özgürlüklerin en geniş şekilde kullanılmasının garanti altına alınması, demokratik, tarafsız ve bağımsız bir yargı sisteminin kurulması acil bir ihtiyaçtır” diye belirtildi.

Kayyum rejimine son

Hedeflerinin demokratik, özgürlükçü ve eşitlikçi ilkeler temelinde halkın gerçek egemenliğine dayanan bir demokrasinin inşasını sağlamak olduğunun ifade edildiği deklarasyonda şu ifadelere yer verildi: “Bu kapsamda; Yerinden ve yerelden demokratik yönetim için yerel yönetimlere merkezden kimi alanlarda yetki ve kaynak devrine bağlı, halkın güçlü katılım mekanizmalarının oluşması, yönetimin halkın oyuyla gelmiş kişilere ve yerel halk meclislerine devredilmesi, kayyum rejimine son verilmesi. Bütün işçi ve emekçilerin sınırsız sendikal örgütlenme, her türlü (hak, dayanışma, siyasal ve genel) grev ve toplu sözleşme hakkının güvence altına alınması, günlük çalışma süresinin 7 saat olması ve lokavtın yasaklanması.

Eşit yurttaşlık

Demokrasiyi, eşit yurttaşlık taleplerini ve inanan inanmayan herkes için düşünce, inanç ve vicdan özgürlüğünü kapsayan bir laikliğin inşa edilmesi, Alevilerin eşit yurttaşlık hakkının güvence altına alınması. Farklı kültürlere, kimliklere, inançlara ve yaşam tarzlarına saygıya dayalı eşit yurttaşlık hakkının temel bir ilke olarak benimsenmesi. Kanun Hükmünde Kararnamelerle yaratılan hak gasplarının giderilmesi, kamuda işe alımda ve atamalarda her tür ayırımcılığa son verilmesi, halk egemenliğine dayanan demokratik bir düzen için atılması gereken acil adımlardır. Yurtta, bölgede ve dünyada barıştan yana, uzun vadeli halklar arası işbirliğine yönelik politikalar acil ihtiyaçtır. Bunun için emperyalist güçlerin ve işbirlikçilerinin çıkarları değil halkların ihtiyaçları esas alınmalıdır. Komşularımız başta olmak üzere diğer ülkelerle savaş ve çatışmaya, askeri güç gösterisine dayalı, yayılmacı politikaları terk etmek; eşit haklara dayalı, ilkeli ve barışçıl bir dış politika yürütmek gerçek anlamda bir halk egemenliği için zorunludur.”

Kürt sorunu

Türkiye’nin çözmesi gereken en köklü sorunlardan birinin de Kürt sorunu olduğuna dikkat çekilen deklarasyonda, “Demokratik çözüm ve barış için ülkedeki bütün toplumsal kesimlerin yaklaşımlarını ve kaygılarını dikkate alan yapıcı bir politika olması gerekendir. Demokratikleşme ile doğrudan bağlantılı ve iç içe geçmiş olan Kürt sorununun çözümü için inkâr ve bastırma siyaseti yerine demokratik ve barışçı bir çözüm için adım atılması gereklidir. Savaş politikaları, silah ve çatışma yöntemleri yerine, diyalog ve müzakere seçeneklerinin kendini tarihsel olarak dayattığı ve güncel olduğu aşikârdır. Diyalog ve çözüm zeminini kurmak ve güçlendirmek; demokratik müzakere yöntemleriyle tüm toplum için geleceğin kazanılmasına önayak olmak; bu çerçevede, başta anadili hakkı olmak üzere tüm evrensel kimlik haklarının tanınması için gerekli düzenlemelerin yapılması büyük önem taşımaktadır” diye ifade edildi.

Kadınlar için adalet

Kadınların toplumsal yaşamın bütün alanlarında eşit ve özgür olması için her türlü güvencenin sağlanması zorunlu olduğunun aktarıldığı deklarasyonda, “Erkek egemen zihniyetten ve uygulamalardan kaynaklanan, kadınlara yönelik sistematik erkek şiddetiyle ve kadın cinayetleriyle çok kapsamlı bir mücadele şarttır. İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden geçerli hale getirilmesi ve uygulanması, kadınlar ve LGBTİ+’lar için toplumsal cinsiyet eşitliği önündeki siyasal, idari, ekonomik ve kültürel tüm engellerin kaldırılması ilk acil adımlardır” denildi.

Anadilde eğitim

Gençlerin yaşam tercihlerine saygı duyan bir yaklaşımla, kendilerini serbestçe ifade edebilmeleri ve özgürce yaşayabilmeleri için başta eğitim ve kültür olmak üzere ekonomik, toplumsal ve siyasal alanlarda bütün engellerin kaldırılması gerektiğinin vurgulandığı deklarasyonda, “Eğitim her kademede parasız, bilimsel, anadilinde ve demokratik olmalıdır. Gençlerin ekonomik olarak desteklenmeleri, her alanda daha fazla yönetime katılmaları, yaratıcı ve ilerletici fikirlerin toplumda daha belirleyici hale gelmesine yol açacaktır. Çocuklar toplumun kendine ait hakları olan özneleridir. Bunu böyle kabul edip, maruz kaldıkları bütün ayrımcılıkla mücadele etmeliyiz. Ülkemizde 10 milyonu aşkın engelli yaşıyor. Engellilik salt bedene indirgenen bir tıbbi yaklaşımla ele alınamaz. Toplumda her anlamda farkındalık yaratmak, engellilerin kamu hizmetlerinden eşit yurttaşlar olarak yararlanması için her çeşit düzenlenmenin kamu tarafından yapılması hayati önemdedir” diye belirtildi.

Yağmaya son

Kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı kestiğinin ifade edildiği deklarasyonda, “Neoliberal politikaların ülkede derinleşmesini sağlayan iktidar, bütün doğal varlıkları sermayeye peşkeş çekiyor. İklim krizine karşı acil durum ilanı, kar ve rant uğruna çılgınca doğa ve çevre tahribatına yol açan, ormanları, tarım alanlarını, akarsuları tahrip eden ve ekolojik dengeyi bozan, doğaya karşı işlenen suçların odağı olan tüm projeler durdurulmalıdır. Enerji, ulaşım, kentleşme ve tarım başta olmak üzere tüm politikalarda doğanın korunması odaklı yaklaşım hem acil hem de zorunludur. Her canlının sağlıklı bir ekosistem içinde yaşam hakkı etkin yasalarla koruma altına alınmalıdır. Tarihi ve kültürel varlıkların yağmasına son verilmelidir” denildi.

Özge Akman: Emek, özgürlük, barış için yola çıkıyoruz

Deklarasyonun açıklanmasının ardından kürsüye ilk olarak EHP Sözcüsü Özge Akman çıktı. Akman, “Emek ve Özgürlük İttifakımıza hepiniz ses, nefes, ışık getirdiniz. Emek, özgürlük ve barış için yola çıkıyoruz” dedi.

Akman konuşmasının devamında şunları söyledi:

“Her açıdan dışa bağımlılığın bataklığına düşmüş durumdayız. Enflasyon, yoksulluk ve işsizlikte rekor kırıyoruz. Bu ülkede insanlar elektrik faturalarını ödeyemeyip, karanlıkta oturuyorsa; enerjiyi kamulaştırmamız gerekir. Aynı durum sağlıkta da geçerli. Temel ihtiyaçlar özel sektörün inisiyatifine bırakılamaz. Asgari ücret mevcut açlık sınırının gerisinde. Tek bir iş yeri bile sendikasız kalmayacak bundan sonra. Barış, diyalog, müzakere olacak. Kürt sorununu biz çözeceğiz.”

Demirtaş'tan Emek ve Özgürlük İttifakı mesajı

HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yarın kuruluşunu ve yol haritasını halkla paylaşacak olan Emek ve Özgürlük İttifakı'na dair paylaşımında "Yolumuz açık olsun" dedi.

Twitter'dan paylaştığı mesaj şöyle:

"Emek ve Özgürlük İttifakımız yola çıkıyor. Bu yolda zorluklar olabilir ama umut da var. Bu yolun sonunda hep birlikte yaşayacağımız güzel günler var. Emek ve Özgürlük İttifakının kararlı yolcularına üstün başarılar diliyorum, yolumuz açık olsun. Bu gemi limana mutlaka varacak!"







İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI