Tweet |
“İşte görüyoruz, hakaret ve küfür dışında bir şey bilmiyor onlar. Ben izlerken utanıyorum. Ben izlerken hicap duyuyorum. Bir ülkenin cumhurbaşkanı, cumhurla, milletle kavgaya tutuşur mu? Hem de böylesi bir afetin ortasında, acının ortasında, vatandaşına hakaretler sıralar mı?”
“(Defne Kaymakamlığı’nın önündeki çadır kuyruğunu göstererek) Hani partili medyada diyorlar ya, ‘Herkes hayatından memnun, çadırlar genişmiş, antresi varmış, kileri varmış, herkese dağıtılıyormuş’ falan filan. Hani ‘Hiçbir devlet vatandaşına bu imkân vermez’ diye manşetler atıyorlar ya. İşte Cumhur İttifakı’nın vatandaşına verdiği ‘imkân’ bu. İnsanlar yakınlarını kaybetti, Sokakları, evleri yıkıldı. Her şeyleri yok oldu, yetmedi. Bir de devlet kapısında sürünüyorlar.”
“Sayın Erdoğan’a sesleniyorum: Çadır temini için derhal bir takvim açıklayın. Kaç çadıra ihtiyaç var? Kaç gün içinde bu ihtiyacı karşılayacaksınız? TOKİ konutları için bir takvim verdiniz. Şu anda acil ihtiyaç çadır.”
“10 gün evvel Gaziantep’te iktidara sorularımızı sordum. O sorular sadece benim veya DEVA Partisi’nin soruları değildi. En önemli soruları her gün sormaya devam edeceğim. İlk 48 saatte ne yaptınız? Bazı yerlerde 4 gün. Kimi yerlerde 5 gün. Bir insanı, evladının olduğu bir enkazın başında günlerce niçin tek başına bıraktınız? Ne oldu da, vatandaşımızı ellerini parçalaya parçalaya moloz kaldırmak zorunda bıraktınız?”
“Devletin başkanı sıfatı taşıyan, Başkomutan sıfatı taşıyan, yani askerlerin de başı olan Sayın Erdoğan’a sesleniyorum. Tüm Beştepe’ye sesleniyorum. Afet koordinasyonunda görevli tüm kurumlarıyla beraber herkes ilk 48 saatte ne yaptığını, ne yapmadığını, niçin yapmadığını, niçin yapamadığını çıkıp anlatsın.”
““Sayın Erdoğan da ilk birkaç günde aksaklıkların olduğunu söylüyor. Ha şunu bileydin. Ama bir dakika, ‘İlk birkaç gün aksaklıklar olmasına rağmen’ deyip devam edemezsiniz. Zaten ölümlerin çoğu o ilk birkaç günde oldu. Zaten biz binlerce canı, o ilk günlerdeki aksaklıklar yüzünden kaybettik. O aksaklıkların niye olduğunu, nasıl olduğunu anlatın da millet öğrensin. Sürekli soracağız. Cevabını vermezlerse, seçimden sonra kayıtları açacağız. Şahit olan herkesi çağırıp dinleyip o ilk 48 saati saniye saniye çözeceğiz. Çözeceğiz ki bu millet bir daha böyle acılar görmesin.”