![]() |
Tweet |
“DİMDİK AYAKTAYIZ, SİNMİYORUZ”
“Beşiktaş Belediye Başkanımıza tutuklama kararı çıkınca bütün programları iptal ettik. Ekrem Başkanımızla sabahın ilk saatlerinde, günün ilk ışıkları ile buluştuk. Belediyemize gittik beraber. Hızlı bir toplantı yaptık ve sonra ‘Belediyede çalışan arkadaşların bir elini sıkayım’ dedim, ‘Geçmiş olsun’ diyeyim, bir hatırlarını sorayım istedim, 500’e yakın çalışanı dolaştım. Girdiğim odalarda, koridorlarda hepsi gözümün içine bakıyordu. Dedim ki ‘Başkanı cezaevine koydular. Başkan bize emanet, ailesi bize emanet. Ama Beşiktaş size emanet. Eğer yüzünüz asılırsa… Vatandaş sizin yüzünüze bakıyor. Buradaki kamu hizmetini Türkiye Cumhuriyeti devleti, kamu ikiye ayrılıyor. Bir tarafı merkezi idare, bir tarafı mahalli idare. Devletin buradaki yüzü, burada verilen hizmetin yüzü sizsiniz. Sizin yüzünüz asılırsa o zaman başarmış olacak. O zaman bizi kendisine benzetmiş olacak. Sizin moral bozukluğunuz, burada Cumhuriyet Halk Partisi’nin Beşiktaşlılara verdiği hizmeti aksatacak. Yüzünüz gülsün, başınız dik olsun. Dışarıdakiler, herkes, siyaset bize emanet ama Beşiktaş size emanet. Bu salona da şunu söylemek isterim. Son söyleyeceğimi ilk söyleyeyim. Bizim moralimizi bozarlarsa, suratımızı asarlarsa, sabah yataktan kalkarken dünkünden daha umutsuz kalkarsak bu ülkeyi kurtaracağımıza dair, 100 yıl sonra bu ülkede yeniden bize düştü, demokrasiyi kuracağımıza dair, o zaman o kazanır. O yüzden dimdik ayaktayız, yılmıyoruz, korkmuyoruz, sinmiyoruz.”
“TARTIŞMALARDAN HEPİMİZ YARARLANACAĞIZ”
“Önceki Maliye Bakanlarımızdan, birlikte görev yapmaktan da büyük onur duyduğum parlamento çatısı altında, Sevgili Zekeriya Temizel’in başkanlığında çıkılmış doğru bir yolculuk, Ülke Politikaları Vakfı’nın başlattığı iş. Bir süre Ankara’da, sonra İstanbul’a taşındı. Biraz önce de rahmetle anıldı. İnanılmaz katkılarıyla Ülke Politikaları Vakfı’nı rahmetli Murtaza Çelikel buralara kadar getirdi. Doğan Subaşı ekibi bayrağı devraldı ve çok önemli işler yapıyorlar. Önceki Genel Başkanlarımız Altan Öymen, Murat Karayalçın ve Hikmet Çetin mütevelli heyetinde yer alıyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurumsal olarak da en üst düzeyde sahiplendiği bir vakıf. Böyle bir başlıkla bizi oldukça zaman önce bu toplantıya çağırdılar. Çok kıymetli tartışmalar olacak. Hepimiz yararlanacağız. Ama öyle bir noktaya geldi ki. Hani gülünecek, eğlenilecek günlerde değiliz. Ama en moralsiz zamanlarda yaptığı siyasi eleştirilerle, siyasi komedi ile Levent Kırca hep bu ülkeye hem en doğru mesajı vermiş, hem de hep en acınacak durumlarda bile yüzleri güldürmeyi başarmıştı. ‘Olacak o kadar’ diyordu. Olacak O Kadar’da meşhur şarkısında ‘Tam yerine denk geldi, manzara koydu’ diyordu. TRT yayın kesildiğinde manzara koyardı. Ülke Politikaları Vakfı bugün tam yerine denk geldi, manzarayı ortaya koydu. Bugünün konusu bu. Hakimler, savcılar, devlet memurları bir iktidar partisinin memuru haline geldiğinde yargı siyasallaştığında ne olduğunu hep birlikte yaşıyoruz. Biraz önce Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız sevgili Ekrem İmamoğlu da tane tane, kronolojik bir hatırlatma ile meselenin nerelerden başladığını, nerelere geldiğini hepimize hatırlattı. Bir kez daha kayda geçirdi. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak 100 yıl önce bu ülkeye tek adam rejiminin yerine, bir aile yönetiminin yerine Cumhuriyet’i, demokrasiyi ve yönetimine de kuvvetler ayrılığına doğru yürüyen bir kuruluşu ortaya koyduk. O yürüyüş, katı bir kuvvetler ayrılığı, hakim teminatı, 12 Temmuz 1947’de ilan edildikten sonra hakim denetiminde, yargı güvencesinde serbest seçimleri getirdi. Son 22 yıldır geldiklerinde her şey dört dörtlük değildi şüphesiz. Elbette aksayanlar vardı. Darbelerin tortuları vardı. Darbe tortusu kurumlar, kurallar, uygulamalar vardı. Bunlarla mücadele etmek için, güya yüksek öğrenimin üzerinde vesayet makamı olan YÖK’ü kaldırmayı vaat ederek, üstünlerin hukukunu değil hukukun üstünlüğünü vaat ederek, yasaklardan kurtulunacağını, yolsuzluklarla mücadele edileceğini ifade ederek, kendilerine de ‘erdemliler hareketi’ diye bir misyon biçerek birileri iktidara geldi.”
“İLK YAPTIKLARI İŞ YARGIYI ELE GEÇİRMEK OLDU”
“İlk yıllarında hak etmedikleri ama yaptıkları takiyeye aldananların onlardan demokrasi umdukları, Avrupa Birliği’ne doğru, tam üyeliğe doğru bir yol yürüyüşü umdukları bir kredi verildi onlara. O kredinin kendisi bile ülkede dolaşan, dünyada dolaşan sıcak paradan Türkiye’yi baya nasiplendirdi. Zaten kendisinden önceki hükümetin ortaya koyduğu, bedelini ödediği katı politikalar sonuçlarını vermeye başlamıştı. Üstüne de ülkeye demokrasi vaat ettikleri için, gerçek niyetlerini ustalıkla gizledikleri için yatırım da geldi, sıcak para da geldi. Borsa da yukarıya doğru gitti. Maalesef, bugünkü yoksullaşmanın müsebbibi biraz önce ifade edildiği gibi beceriksizler. O gün sanki kabiliyetli, yetenekli, becerikliymiş gibi göründüler. Aldıkları kredi onları iktidara, büyük bir krizden sonra geldikleri iktidara tutunmaya, güçlendirmeye, güçlenerek bazı olanakları kullanmalarına imkan tanıdı. İşte o imkan ele geçer geçmez ilk yaptıkları iş yargıyı ele geçirmek oldu. Burada güzelim logosu var. Savaş meydanlarından hepimize haber versin diye kurulmuş Anadolu Ajansı’nı bir partinin emrine sokmak. Hepimizin vergileri ile kamu yayıncılığı yapması gereken TRT’yi kendi borazanları haline getirmek. Muhalefete bu alanları kapatmak. En zor zamanda en doğru haberi her şartta vermesi gereken Anadolu Ajansı’na haberi kaynağında sansürletmek. Ellerindeki kamu gücüyle, yargıyı var güçleriyle ele geçirmek için ellerinden ne geliyorsa artlarına koymamak. O dönemde taşeronları Fetullahçı terör örgütü diye sonradan afişe olacak, yargılanacak, ceza alacak yapıydı. Ergenekon, Balyoz, askeri casusluk, şike davaları, aklınıza ne geliyorsa hepsini birden… Devrimci karargah davası diye bir dava vardı mesela. Sabahleyin şöyle dönüp notlara bakarken ‘A bu da vardı’ diyorsunuz. Hepsini bu milletin örneğin en iyi yetişmiş, Atatürkçü subaylarına şahsi namuslarına fuhuş, mesleki namuslarına casusluk lekesi sürecek kadar gözleri dönmüştü. Sonradan öğrenildi ki şimdi o iddianameyi yazanlar Silivri’de. O iddianame yazılırken çatıda olan kişi sıçan gibi yurtdışına kaçtı.”
“KÖTÜLÜK HALA BURADA, İKTİDARDA”
“Ama o günkü taşeron vardı. Şimdi biz diyoruz ki ‘FETÖ vari yöntemler.’ Ben de dün bir arkadaşım Parti Meclisi’nde bir değerlendirme yaparken anladım ve utandım kendimden. ‘FETÖ vari yöntemler kullanıyor’ dedi diye. Sanki esas kötülük FETÖ’de, bunlar ondan esinleniyormuş gibi oluyor. Oysa esas kötülük hala burada. İktidarda, başımızda. O günkü alt işveren FETÖ’ydü, bugünkü alt işveren Akın Gürlek. O günkü üstlenici FETÖ’ydü, Zekeriya Öz’dü. Bugünkü üstlenici, taşeron Akın Gürlek. Yarın bu hangi suç örgütü ismiyle anılır, bugün yaptıkları organize kötülük nerelere varıyordur, nerelere uzanıyordur, nereleri kirletiyordur, nereleri sömüyordur? Hangi maddi ilişkiler de çıkacaktır? Bir tarafında silah var mıdır? Bunu tarih gösterecek bize. Ama emin olun tekerrür edecek. Niye tekerrür edecek? Çünkü esas kötülük başımızda ve o güç elinde olduğunda kendi korkusunu bastırmanın başka bir yolunu bilmediği için, kendi korkusunu görünmez kılmak için bizi korkutmaya, bizi sindirmeye, bizimle uğraşmaya başlıyor. Bir kere bunu görürerek ilerlememiz gerekiyor. Ben bundan sonra dilim sürçmedikçe ‘FETÖ’vari işler yapılıyor’ demeyeceğim. ‘FETÖ’ye yaptırdıklarını şimdi de bunlara yaptırıyor’ diyeceğim. O gün FETÖ yapıyordu, o gün FETÖ ve savcıları bu kadar umarsız, bu kadar gözü dönmüş, bu kadar talimat almaktan utanmayan şekilde. Düşünsenize bu insanların aileleri var, yakınları var, okul arkadaşları var, üniversitede birlikte kantinde çay içtiği insanlar var. Ne yaptıklarını hepsi görüyor. Bütün meslektaşları görüyor. Ailesi görüyor. Akrabaları görüyor. İnsanın aldığı bir talimatla bunları yapabilmesi, ele güne karşı değil kendi yakınlarına karşı, arkadaşlarına karşı, geçmişte okuduklarına karşı bunları yapabilmesi için nasıl bir karakterde olduğunu anlamak için bunu analiz etmek lazım önce. Kimlerle muhatap olduğumuzu.”
“YİNE YAPIYOR…”
“Biraz önce çok güzel hani ‘Yüzsüzlük artık bu, çek elini yakasından’ diye millet dört kere vurdu eline. Yine yapıyor. ‘Yüzsüzlük artık bu’ denildiğinde nasıl bir kişiliği tarif ettiğimizi, bunun bir kişi olmadığını, organize kötülük olduğunu, bunların esas amaçlarının neyi çökertmek olduğunu görelim. En az ben biliyorum, bugün burada bu mikrofonları, bu koltukları dolduracak ve bizlerle meslekleri de icabı meseleyi bilimsel olarak anlatacaklar arasında. Ama bildiğim bir şey var. Montesquieu diyor ki, ‘Kuvvetler ayrılığı varsa devletler güçlenir, yoksa çöker.’ Bugün yaşadıklarımızın tarifini nasıl yaparsak yapalım, herhalde kuvvetler ayrılığı diye bir şeyin olmadığını, her gün bir gün önceye göre daha azaldığını görmeyen, bilmeyen yok. Veya oturup da en iktidara müzahir hukukçuyu koyun buraya gelsin, ‘Kuvvetler ayrılığı Türkiye’de güçleniyor mu, zayıflıyor mu?’ derseniz, savunacak bir kişi bulamazlar. Yürütmenin, yasamanın, yargının birbirinden ayrı, bağımsız ve kendi işlerini yapan, birbirleri üzerinde denge ve denetleme kurduğu bir yer. Bugün sabah Cem Aydın kardeşim, şimdi adli kontrol talep etmiş, Cem Aydın kardeşimi dün Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları kurumsal hesabından yapılan bir paylaşım… Paylaşımda da benim bu süreçle ilgili söylediğim sözleri, videoyu editlemişler. O paylaşım kondu diye sabah sekiz polis gitti kapısına. Bakın şimdi sabah da itiraz ettik, ‘Yahu nasıl olur bu?’ Açıklama var; ‘İfadeye çağrılmıştır.’ Çağırma, telefon açar çağırırsın. Telefona ulaşamadın hadi ne yapacaksın? Elbette polis yollayacaksın. Bir polis gider, ‘İfadeye çağırıyorlar seni şuraya’ der. Giderse gider, gitmezse eğer o zaman zorla getirme diye bir şey olur. Sekiz polis kapıya gelmiş, ‘Cem Aydın sen misin?’ ‘Benim.’ ‘Adliyeye gideceğiz. İfadeni alacaklar.’ ‘Gözaltı kararı var mı?’ ‘Yok.’ Ama fiilli gözaltı uyguluyor. Dediler ki bana hukukçu arkadaşlar, yine tabii bizimkilerin iflah olmaz bir iyimserliği, hukuka öyle bir inançları var ki. ‘Efendim yanlış ama yaptığı çok acil hallerde, gecikmenin sakıncalı olduğu hallerde, re’sen, şifahen söyler; Gidin alın, yazıyı yolluyorum der. Devletin savcısına polis güvenir. O gider gözaltını yapar, yazı arkadan gelir. Bunun Cem’e yapılması çok ayıp ama usul budur.’”
“DİMDİK AYAKTAYIZ, SİNMİYORUZ”
“Beşiktaş Belediye Başkanımıza tutuklama kararı çıkınca bütün programları iptal ettik. Ekrem Başkanımızla sabahın ilk saatlerinde, günün ilk ışıkları ile buluştuk. Belediyemize gittik beraber. Hızlı bir toplantı yaptık ve sonra ‘Belediyede çalışan arkadaşların bir elini sıkayım’ dedim, ‘Geçmiş olsun’ diyeyim, bir hatırlarını sorayım istedim, 500’e yakın çalışanı dolaştım. Girdiğim odalarda, koridorlarda hepsi gözümün içine bakıyordu. Dedim ki ‘Başkanı cezaevine koydular. Başkan bize emanet, ailesi bize emanet. Ama Beşiktaş size emanet. Eğer yüzünüz asılırsa… Vatandaş sizin yüzünüze bakıyor. Buradaki kamu hizmetini Türkiye Cumhuriyeti devleti, kamu ikiye ayrılıyor. Bir tarafı merkezi idare, bir tarafı mahalli idare. Devletin buradaki yüzü, burada verilen hizmetin yüzü sizsiniz. Sizin yüzünüz asılırsa o zaman başarmış olacak. O zaman bizi kendisine benzetmiş olacak. Sizin moral bozukluğunuz, burada Cumhuriyet Halk Partisi’nin Beşiktaşlılara verdiği hizmeti aksatacak. Yüzünüz gülsün, başınız dik olsun. Dışarıdakiler, herkes, siyaset bize emanet ama Beşiktaş size emanet. Bu salona da şunu söylemek isterim. Son söyleyeceğimi ilk söyleyeyim. Bizim moralimizi bozarlarsa, suratımızı asarlarsa, sabah yataktan kalkarken dünkünden daha umutsuz kalkarsak bu ülkeyi kurtaracağımıza dair, 100 yıl sonra bu ülkede yeniden bize düştü, demokrasiyi kuracağımıza dair, o zaman o kazanır. O yüzden dimdik ayaktayız, yılmıyoruz, korkmuyoruz, sinmiyoruz.”
“TARTIŞMALARDAN HEPİMİZ YARARLANACAĞIZ”
“Önceki Maliye Bakanlarımızdan, birlikte görev yapmaktan da büyük onur duyduğum parlamento çatısı altında, Sevgili Zekeriya Temizel’in başkanlığında çıkılmış doğru bir yolculuk, Ülke Politikaları Vakfı’nın başlattığı iş. Bir süre Ankara’da, sonra İstanbul’a taşındı. Biraz önce de rahmetle anıldı. İnanılmaz katkılarıyla Ülke Politikaları Vakfı’nı rahmetli Murtaza Çelikel buralara kadar getirdi. Doğan Subaşı ekibi bayrağı devraldı ve çok önemli işler yapıyorlar. Önceki Genel Başkanlarımız Altan Öymen, Murat Karayalçın ve Hikmet Çetin mütevelli heyetinde yer alıyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurumsal olarak da en üst düzeyde sahiplendiği bir vakıf. Böyle bir başlıkla bizi oldukça zaman önce bu toplantıya çağırdılar. Çok kıymetli tartışmalar olacak. Hepimiz yararlanacağız. Ama öyle bir noktaya geldi ki. Hani gülünecek, eğlenilecek günlerde değiliz. Ama en moralsiz zamanlarda yaptığı siyasi eleştirilerle, siyasi komedi ile Levent Kırca hep bu ülkeye hem en doğru mesajı vermiş, hem de hep en acınacak durumlarda bile yüzleri güldürmeyi başarmıştı. ‘Olacak o kadar’ diyordu. Olacak O Kadar’da meşhur şarkısında ‘Tam yerine denk geldi, manzara koydu’ diyordu. TRT yayın kesildiğinde manzara koyardı. Ülke Politikaları Vakfı bugün tam yerine denk geldi, manzarayı ortaya koydu. Bugünün konusu bu. Hakimler, savcılar, devlet memurları bir iktidar partisinin memuru haline geldiğinde yargı siyasallaştığında ne olduğunu hep birlikte yaşıyoruz. Biraz önce Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız sevgili Ekrem İmamoğlu da tane tane, kronolojik bir hatırlatma ile meselenin nerelerden başladığını, nerelere geldiğini hepimize hatırlattı. Bir kez daha kayda geçirdi. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak 100 yıl önce bu ülkeye tek adam rejiminin yerine, bir aile yönetiminin yerine Cumhuriyet’i, demokrasiyi ve yönetimine de kuvvetler ayrılığına doğru yürüyen bir kuruluşu ortaya koyduk. O yürüyüş, katı bir kuvvetler ayrılığı, hakim teminatı, 12 Temmuz 1947’de ilan edildikten sonra hakim denetiminde, yargı güvencesinde serbest seçimleri getirdi. Son 22 yıldır geldiklerinde her şey dört dörtlük değildi şüphesiz. Elbette aksayanlar vardı. Darbelerin tortuları vardı. Darbe tortusu kurumlar, kurallar, uygulamalar vardı. Bunlarla mücadele etmek için, güya yüksek öğrenimin üzerinde vesayet makamı olan YÖK’ü kaldırmayı vaat ederek, üstünlerin hukukunu değil hukukun üstünlüğünü vaat ederek, yasaklardan kurtulunacağını, yolsuzluklarla mücadele edileceğini ifade ederek, kendilerine de ‘erdemliler hareketi’ diye bir misyon biçerek birileri iktidara geldi.”
“İLK YAPTIKLARI İŞ YARGIYI ELE GEÇİRMEK OLDU”
“İlk yıllarında hak etmedikleri ama yaptıkları takiyeye aldananların onlardan demokrasi umdukları, Avrupa Birliği’ne doğru, tam üyeliğe doğru bir yol yürüyüşü umdukları bir kredi verildi onlara. O kredinin kendisi bile ülkede dolaşan, dünyada dolaşan sıcak paradan Türkiye’yi baya nasiplendirdi. Zaten kendisinden önceki hükümetin ortaya koyduğu, bedelini ödediği katı politikalar sonuçlarını vermeye başlamıştı. Üstüne de ülkeye demokrasi vaat ettikleri için, gerçek niyetlerini ustalıkla gizledikleri için yatırım da geldi, sıcak para da geldi. Borsa da yukarıya doğru gitti. Maalesef, bugünkü yoksullaşmanın müsebbibi biraz önce ifade edildiği gibi beceriksizler. O gün sanki kabiliyetli, yetenekli, becerikliymiş gibi göründüler. Aldıkları kredi onları iktidara, büyük bir krizden sonra geldikleri iktidara tutunmaya, güçlendirmeye, güçlenerek bazı olanakları kullanmalarına imkan tanıdı. İşte o imkan ele geçer geçmez ilk yaptıkları iş yargıyı ele geçirmek oldu. Burada güzelim logosu var. Savaş meydanlarından hepimize haber versin diye kurulmuş Anadolu Ajansı’nı bir partinin emrine sokmak. Hepimizin vergileri ile kamu yayıncılığı yapması gereken TRT’yi kendi borazanları haline getirmek. Muhalefete bu alanları kapatmak. En zor zamanda en doğru haberi her şartta vermesi gereken Anadolu Ajansı’na haberi kaynağında sansürletmek. Ellerindeki kamu gücüyle, yargıyı var güçleriyle ele geçirmek için ellerinden ne geliyorsa artlarına koymamak. O dönemde taşeronları Fetullahçı terör örgütü diye sonradan afişe olacak, yargılanacak, ceza alacak yapıydı. Ergenekon, Balyoz, askeri casusluk, şike davaları, aklınıza ne geliyorsa hepsini birden… Devrimci karargah davası diye bir dava vardı mesela. Sabahleyin şöyle dönüp notlara bakarken ‘A bu da vardı’ diyorsunuz. Hepsini bu milletin örneğin en iyi yetişmiş, Atatürkçü subaylarına şahsi namuslarına fuhuş, mesleki namuslarına casusluk lekesi sürecek kadar gözleri dönmüştü. Sonradan öğrenildi ki şimdi o iddianameyi yazanlar Silivri’de. O iddianame yazılırken çatıda olan kişi sıçan gibi yurtdışına kaçtı.”
“KÖTÜLÜK HALA BURADA, İKTİDARDA”
“Ama o günkü taşeron vardı. Şimdi biz diyoruz ki ‘FETÖ vari yöntemler.’ Ben de dün bir arkadaşım Parti Meclisi’nde bir değerlendirme yaparken anladım ve utandım kendimden. ‘FETÖ vari yöntemler kullanıyor’ dedi diye. Sanki esas kötülük FETÖ’de, bunlar ondan esinleniyormuş gibi oluyor. Oysa esas kötülük hala burada. İktidarda, başımızda. O günkü alt işveren FETÖ’ydü, bugünkü alt işveren Akın Gürlek. O günkü üstlenici FETÖ’ydü, Zekeriya Öz’dü. Bugünkü üstlenici, taşeron Akın Gürlek. Yarın bu hangi suç örgütü ismiyle anılır, bugün yaptıkları organize kötülük nerelere varıyordur, nerelere uzanıyordur, nereleri kirletiyordur, nereleri sömüyordur? Hangi maddi ilişkiler de çıkacaktır? Bir tarafında silah var mıdır? Bunu tarih gösterecek bize. Ama emin olun tekerrür edecek. Niye tekerrür edecek? Çünkü esas kötülük başımızda ve o güç elinde olduğunda kendi korkusunu bastırmanın başka bir yolunu bilmediği için, kendi korkusunu görünmez kılmak için bizi korkutmaya, bizi sindirmeye, bizimle uğraşmaya başlıyor. Bir kere bunu görürerek ilerlememiz gerekiyor. Ben bundan sonra dilim sürçmedikçe ‘FETÖ’vari işler yapılıyor’ demeyeceğim. ‘FETÖ’ye yaptırdıklarını şimdi de bunlara yaptırıyor’ diyeceğim. O gün FETÖ yapıyordu, o gün FETÖ ve savcıları bu kadar umarsız, bu kadar gözü dönmüş, bu kadar talimat almaktan utanmayan şekilde. Düşünsenize bu insanların aileleri var, yakınları var, okul arkadaşları var, üniversitede birlikte kantinde çay içtiği insanlar var. Ne yaptıklarını hepsi görüyor. Bütün meslektaşları görüyor. Ailesi görüyor. Akrabaları görüyor. İnsanın aldığı bir talimatla bunları yapabilmesi, ele güne karşı değil kendi yakınlarına karşı, arkadaşlarına karşı, geçmişte okuduklarına karşı bunları yapabilmesi için nasıl bir karakterde olduğunu anlamak için bunu analiz etmek lazım önce. Kimlerle muhatap olduğumuzu.”
“YİNE YAPIYOR…”
“Biraz önce çok güzel hani ‘Yüzsüzlük artık bu, çek elini yakasından’ diye millet dört kere vurdu eline. Yine yapıyor. ‘Yüzsüzlük artık bu’ denildiğinde nasıl bir kişiliği tarif ettiğimizi, bunun bir kişi olmadığını, organize kötülük olduğunu, bunların esas amaçlarının neyi çökertmek olduğunu görelim. En az ben biliyorum, bugün burada bu mikrofonları, bu koltukları dolduracak ve bizlerle meslekleri de icabı meseleyi bilimsel olarak anlatacaklar arasında. Ama bildiğim bir şey var. Montesquieu diyor ki, ‘Kuvvetler ayrılığı varsa devletler güçlenir, yoksa çöker.’ Bugün yaşadıklarımızın tarifini nasıl yaparsak yapalım, herhalde kuvvetler ayrılığı diye bir şeyin olmadığını, her gün bir gün önceye göre daha azaldığını görmeyen, bilmeyen yok. Veya oturup da en iktidara müzahir hukukçuyu koyun buraya gelsin, ‘Kuvvetler ayrılığı Türkiye’de güçleniyor mu, zayıflıyor mu?’ derseniz, savunacak bir kişi bulamazlar. Yürütmenin, yasamanın, yargının birbirinden ayrı, bağımsız ve kendi işlerini yapan, birbirleri üzerinde denge ve denetleme kurduğu bir yer. Bugün sabah Cem Aydın kardeşim, şimdi adli kontrol talep etmiş, Cem Aydın kardeşimi dün Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları kurumsal hesabından yapılan bir paylaşım… Paylaşımda da benim bu süreçle ilgili söylediğim sözleri, videoyu editlemişler. O paylaşım kondu diye sabah sekiz polis gitti kapısına. Bakın şimdi sabah da itiraz ettik, ‘Yahu nasıl olur bu?’ Açıklama var; ‘İfadeye çağrılmıştır.’ Çağırma, telefon açar çağırırsın. Telefona ulaşamadın hadi ne yapacaksın? Elbette polis yollayacaksın. Bir polis gider, ‘İfadeye çağırıyorlar seni şuraya’ der. Giderse gider, gitmezse eğer o zaman zorla getirme diye bir şey olur. Sekiz polis kapıya gelmiş, ‘Cem Aydın sen misin?’ ‘Benim.’ ‘Adliyeye gideceğiz. İfadeni alacaklar.’ ‘Gözaltı kararı var mı?’ ‘Yok.’ Ama fiilli gözaltı uyguluyor. Dediler ki bana hukukçu arkadaşlar, yine tabii bizimkilerin iflah olmaz bir iyimserliği, hukuka öyle bir inançları var ki. ‘Efendim yanlış ama yaptığı çok acil hallerde, gecikmenin sakıncalı olduğu hallerde, re’sen, şifahen söyler; Gidin alın, yazıyı yolluyorum der. Devletin savcısına polis güvenir. O gider gözaltını yapar, yazı arkadan gelir. Bunun Cem’e yapılması çok ayıp ama usul budur.’”
Takım | O | G | M | B | A | Y | P | AV | |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1 | Galatasaray | 20 | 17 | 0 | 3 | 53 | 22 | 54 | +31 |
2 | Fenerbahçe | 20 | 15 | 2 | 3 | 52 | 20 | 48 | +32 |
3 | Samsunspor | 20 | 12 | 4 | 4 | 34 | 19 | 40 | +15 |
4 | Eyüpspor | 20 | 10 | 4 | 6 | 33 | 19 | 36 | +14 |
5 | Göztepe | 20 | 10 | 6 | 4 | 40 | 26 | 34 | +14 |
6 | Beşiktaş | 20 | 8 | 4 | 8 | 29 | 21 | 32 | +8 |
7 | Başakşehir FK | 20 | 8 | 7 | 5 | 35 | 30 | 29 | +5 |
8 | Çaykur Rizespor | 20 | 8 | 9 | 3 | 22 | 31 | 27 | -9 |
9 | Gaziantep FK | 20 | 7 | 8 | 5 | 26 | 28 | 26 | -2 |
10 | Trabzonspor | 19 | 6 | 6 | 7 | 34 | 24 | 25 | +10 |
11 | Alanyaspor | 20 | 6 | 7 | 7 | 24 | 28 | 25 | -4 |
12 | Kasımpaşa | 20 | 5 | 5 | 10 | 32 | 37 | 25 | -5 |
13 | Sivasspor | 20 | 6 | 9 | 5 | 26 | 34 | 23 | -8 |
14 | Antalyaspor | 20 | 6 | 10 | 4 | 22 | 39 | 22 | -17 |
15 | Konyaspor | 20 | 5 | 9 | 6 | 24 | 32 | 21 | -8 |
16 | Bodrum FK | 20 | 4 | 12 | 4 | 14 | 26 | 16 | -12 |
17 | Kayserispor | 19 | 3 | 9 | 7 | 19 | 39 | 16 | -20 |
18 | Hatayspor | 20 | 1 | 12 | 7 | 21 | 37 | 10 | -16 |
19 | Adana Demirspor | 20 | 2 | 16 | 2 | 17 | 45 | 5 | -28 |
Takım | O | G | M | B | A | Y | P | AV | |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1 | Kocaelispor | 21 | 14 | 5 | 2 | 34 | 19 | 44 | +15 |
2 | Fatih Karagümrük | 21 | 11 | 5 | 5 | 36 | 20 | 38 | +16 |
3 | Erzurumspor FK | 21 | 11 | 7 | 3 | 26 | 16 | 36 | +10 |
4 | Bandırmaspor | 21 | 9 | 5 | 7 | 29 | 23 | 34 | +6 |
5 | İstanbulspor | 21 | 10 | 8 | 3 | 34 | 24 | 33 | +10 |
6 | Gençlerbirliği | 21 | 9 | 6 | 6 | 23 | 19 | 33 | +4 |
7 | Çorum FK | 21 | 8 | 5 | 8 | 25 | 20 | 32 | +5 |
8 | Boluspor | 21 | 9 | 8 | 4 | 30 | 26 | 31 | +4 |
9 | Keçiörengücü | 21 | 8 | 7 | 6 | 27 | 25 | 30 | +2 |
10 | MKE Ankaragücü | 21 | 9 | 9 | 3 | 27 | 21 | 30 | +6 |
11 | Pendikspor | 21 | 8 | 7 | 6 | 28 | 25 | 30 | +3 |
12 | Amed SK | 21 | 7 | 5 | 9 | 21 | 19 | 30 | +2 |
13 | Esenler Erokspor | 21 | 8 | 8 | 5 | 27 | 26 | 29 | +1 |
14 | Manisa FK | 21 | 9 | 10 | 2 | 26 | 28 | 29 | -2 |
15 | Ümraniyespor | 21 | 8 | 8 | 5 | 30 | 29 | 29 | +1 |
16 | Iğdır FK | 21 | 7 | 9 | 5 | 22 | 23 | 26 | -1 |
17 | Sakaryaspor | 21 | 6 | 7 | 8 | 25 | 29 | 26 | -4 |
18 | Şanlıurfaspor | 21 | 7 | 10 | 4 | 26 | 29 | 25 | -3 |
19 | Adanaspor | 21 | 3 | 11 | 7 | 17 | 37 | 16 | -20 |
20 | Yeni Malatyaspor | 21 | 0 | 21 | 0 | 10 | 65 | 21 | -55 |
Takım | O | G | M | B | A | Y | P | AV | |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1 | Sarıyer | 19 | 14 | 0 | 5 | 46 | 9 | 47 | +37 |
2 | Batman Petrolspor | 19 | 13 | 5 | 1 | 35 | 18 | 40 | +17 |
3 | GMG Kastamonuspor | 19 | 11 | 2 | 6 | 32 | 16 | 39 | +16 |
4 | Altınordu | 19 | 10 | 2 | 7 | 35 | 15 | 37 | +20 |
5 | Adana 1954 Futbol Kulübü | 19 | 10 | 5 | 4 | 37 | 20 | 34 | +17 |
6 | 24Erzincanspor | 19 | 8 | 3 | 8 | 28 | 17 | 32 | +11 |
7 | Beykoz Anadolu | 19 | 9 | 6 | 4 | 28 | 24 | 31 | +4 |
8 | İskenderunspor A.Ş. | 18 | 7 | 4 | 7 | 25 | 17 | 28 | +8 |
9 | Fethiyespor | 19 | 7 | 6 | 6 | 24 | 21 | 27 | +3 |
10 | Kırklarelispor | 19 | 5 | 6 | 8 | 21 | 21 | 23 | 0 |
11 | Isparta 32 Spor | 19 | 4 | 6 | 9 | 16 | 19 | 21 | -3 |
12 | Kepezspor FAŞ | 19 | 5 | 9 | 5 | 21 | 27 | 20 | -6 |
13 | İnegölspor | 19 | 4 | 7 | 8 | 18 | 25 | 20 | -7 |
14 | 1461 Trabzon FK | 19 | 5 | 10 | 4 | 22 | 27 | 19 | -5 |
15 | Sincan Belediye Ankaraspor | 19 | 3 | 10 | 6 | 14 | 28 | 15 | -14 |
16 | Karaköprü Belediyespor | 19 | 2 | 10 | 7 | 19 | 33 | 13 | -14 |
17 | Altay | 19 | 4 | 13 | 2 | 16 | 42 | 11 | -26 |
18 | Hes İlaç Afyonspor | 18 | 0 | 17 | 1 | 6 | 64 | 5 | -58 |
Takım | O | G | M | B | A | Y | P | AV | |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1 | Bursaspor | 17 | 13 | 0 | 4 | 36 | 5 | 43 | +31 |
2 | Karşıyaka | 17 | 10 | 3 | 4 | 27 | 14 | 34 | +13 |
3 | Düzcespor | 17 | 9 | 3 | 5 | 26 | 15 | 32 | +11 |
4 | Belediye Kütahyaspor | 17 | 9 | 4 | 4 | 29 | 17 | 31 | +12 |
5 | Muş Spor Kulübü | 17 | 7 | 2 | 8 | 21 | 14 | 29 | +7 |
6 | Silifke Belediye Spor | 17 | 7 | 4 | 6 | 32 | 21 | 27 | +11 |
7 | Anadolu Üniversitesi | 17 | 7 | 5 | 5 | 22 | 13 | 26 | +9 |
8 | Bornova 1877 | 17 | 5 | 5 | 7 | 26 | 26 | 22 | 0 |
9 | Kahramanmaraşspor | 17 | 6 | 7 | 4 | 17 | 22 | 22 | -5 |
10 | Artvin Hopaspor | 17 | 5 | 6 | 6 | 12 | 19 | 21 | -7 |
11 | 23 Elazığ Futbol Kulübü | 17 | 4 | 7 | 6 | 10 | 16 | 18 | -6 |
12 | Tokat Bld Plevnespor | 17 | 3 | 7 | 7 | 11 | 18 | 16 | -7 |
13 | Kırşehir Futbol SK | 17 | 4 | 9 | 4 | 18 | 31 | 16 | -13 |
14 | Bulvarspor | 17 | 2 | 9 | 6 | 15 | 31 | 12 | -16 |
15 | Kuşadasıspor | 17 | 3 | 13 | 1 | 13 | 31 | 10 | -18 |
16 | Ergene Velimeşe | 17 | 2 | 12 | 3 | 7 | 29 | 9 | -22 |
Tarih | Ev Sahibi | Sonuç | Konuk Takım |
---|---|---|---|
31/01/2025 | Eyüpspor | vs | Sivasspor |
31/01/2025 | Konyaspor | vs | Bodrum FK |
01/02/2025 | Hatayspor | vs | Antalyaspor |
01/02/2025 | Kayserispor | vs | Trabzonspor |
01/02/2025 | Başakşehir FK | vs | Samsunspor |
02/02/2025 | Adana Demirspor | vs | Kasımpaşa |
02/02/2025 | Göztepe | vs | Alanyaspor |
02/02/2025 | Fenerbahçe | vs | Çaykur Rizespor |
03/02/2025 | Gaziantep FK | vs | Galatasaray |
02/02/2025 | Göztepe - Alanyaspor | Alanyaspor ligde deplasmandaki son 7 maçında hiç kazanamadı | Göztepe yenilmez |
02/02/2025 | Fenerbahçe - Çaykur Rizespor | Fenerbahçe ligde evindeki son 6 maçını kazandı | Fenerbahçe kazanır |
03/02/2025 | Gaziantep FK - Galatasaray | Gaziantep FK ligde evindeki son 9 maçında hiç kaybetmedi | Gaziantep FK yenilmez |
03/02/2025 | Gaziantep FK - Galatasaray | Galatasaray ligdeki son 20 maçında hiç kaybetmedi | Galatasaray yenilmez |
Tarih | Ev Sahibi | Sonuç | Konuk Takım |
---|---|---|---|
31/01/2025 | Çorum FK | vs | Bandırmaspor |
01/02/2025 | Erzurumspor FK | vs | Kocaelispor |
01/02/2025 | Keçiörengücü | vs | Yeni Malatyaspor |
01/02/2025 | Gençlerbirliği | vs | Iğdır FK |
01/02/2025 | Pendikspor | vs | Adanaspor |
02/02/2025 | Şanlıurfaspor | vs | İstanbulspor |
02/02/2025 | Ümraniyespor | vs | MKE Ankaragücü |
02/02/2025 | Amed SK | vs | Sakaryaspor |
02/02/2025 | Manisa FK | vs | Fatih Karagümrük |
02/02/2025 | Esenler Erokspor | vs | Boluspor |
Tarih | Ev Sahibi | Sonuç | Konuk Takım |
---|---|---|---|
01/02/2025 | Beykoz Anadolu | vs | Batman Petrolspor |
01/02/2025 | Fethiyespor | vs | İskenderunspor A.Ş. |
01/02/2025 | GMG Kastamonuspor | vs | Altay |
01/02/2025 | Kepezspor FAŞ | vs | Sarıyer |
01/02/2025 | Kırklarelispor | vs | Adana 01 Futbol Kulübü |
01/02/2025 | 24Erzincanspor | vs | 1461 Trabzon FK |
02/02/2025 | Isparta 32 Spor | vs | Altınordu |
02/02/2025 | İnegölspor | vs | Afyonspor Kulübü |
02/02/2025 | Sincan Belediye Ankaraspor | vs | Karaköprü Belediyespor |
Tarih | Ev Sahibi | Sonuç | Konuk Takım |
---|---|---|---|
01/02/2025 | Bulvarspor | vs | Düzcespor |
01/02/2025 | Bursaspor | vs | Ergene Velimeşe |
01/02/2025 | Kuşadasıspor | vs | Kahramanmaraşspor |
01/02/2025 | Silifke Belediye Spor | vs | Anadolu Üniversitesi |
02/02/2025 | Artvin Hopaspor | vs | Bornova 1877 |
02/02/2025 | Belediye Kütahyaspor | vs | Muş Spor Kulübü |
02/02/2025 | Kırşehir Futbol SK | vs | Tokat Bld Plevnespor |
02/02/2025 | 23 Elazığ Futbol Kulübü | vs | Karşıyaka |