Alışık olmadığımız bir nüfus hareketi, yani istila ile karşı karşıyayız. Bu konuyu incelemek gerekirse gündem maddesi Afgan istilası ile başlamak uygun olur.

Narko-terör devleti ve toplumu haline getirilen Afganistan'da ABD ile işbirliği yapan savaş baronları ile onların savaşçıları yüzbinler olarak ülkemize giriyor. Savaş baronları ve onların savaşçılarının ülkemize getirilmesinin amacı Afganistan'da oynanan senaryonun Türkiye'de de oynanmak istenmesidir. BOP bu şekilde yapılandırılıyor. 

Türkiye'de uyuşturucu kullanımı çok arttı, kullanma yaşı 10- 11 kadar düştü. En ücra kasabalara kadar kimyasal uyuşturucular yayıldı. Uyuşturucu piyasasının ekonomik hacmi arttı, bu ekonomiden nemalananların sayısı çoğaldı. Uyuşturucu kullanımı olağan hale getirildi. 

Yani kısaca Narko-terör savaş baronları için ülkemiz elverişli hale getiriliyor. Amaç; yıllardır asimetrik savaşan, eğitimli, kendi savaş ağasından başkasının sözünü dinlemeyen, vicdansız, hiç bir insani değer taşımayan yaratık sürüsünden bir özel ordu kurmaktır. Özel ordu ile hedeflenen, Ülkemizin Afganistan/Pakistan ekseninde bir sosyo-ekonomik ve siyasal yapıya dönüştürmektir. BOP yolunda bir adım atmaktır.  

Afganlıları, Suriyelileri veya diğer unsurları kimler savunuyorsa veya körü körüne onları suçluyorsa, onların çıkarı vardır. Bizim çıkarımız yok, biz yani mütevazi, kendi halinde yaşayan ve yaşamak isteyen sessiz çoğunluk. Biz, yani vergi ödeyen, yasalara uyan, askerlik yapan, yangına koşarak giden, üreten, depremde, selde birlik olan sessiz çoğunluk. Bizi rahat bırakın, biz ayağa kalktığımızda sizler oturacaksınız, unutmayın hesap da vereceksiniz...   

Emevi camiinde namaz kılmayı hayal ederken, bu amaçla hareket ederken bir anda Suriye ateş topuna döndü. Bu ateş Suriye'de Suriyelileri, Suriyelilerin sürüldüğü, gönderildiği ülkeleri de yerinde yaktı, yakmaya devam ediyor. Anlamadıkları, anlamak istemedikleri Irak'ta milyonları öldürenler, Suriye'de ki nüfus hareketi ile BOP gerçekleştirmek istiyorlar. Yanlış siyasetin bedelini biz ödüyoruz ve yarın torunlarımız ödeyecek. 

Halen yanlış siyaseti kabul etmiyorlar, yanlışta ısrar ediyorlar. Suriyeliler Suriye'de yaşamalıdır, Türkiye'de değil. En kısa zamanda Suriye devleti ile görüşüp geri dönüşün yolları açılmalıdır. Suriye devleti kendi vatandaşlarını almak istemez ise bu açıkça deklare edilip Suriye topraklarında yerleşim yerleri kurulup Suriyelilerin Suriye'de yaşamasını sağlamak zorunludur. 

Ucuz işgücü olarak sömürülen, çoban olarak aranan, fuhuş ve adi suçlarda kullanılan, yasadışı yapılanmaların eleman topladığı, uyuşturucu ve diğer her çeşit kaçakçılığın merkezine yerleşmeye çalışanların gözbebeği, istihbarat örgütlerinin cirit attığı, sayıları her geçen gün artan Suriye kökenli kişiler beka sorunudur. Bu konuda savsaklamak, görmezden gelmek en hafif deyimle yöneticiler için görevi ihmal suçu oluşturur. İlerleyen zamanda vatana ihanet suçunun unsurları da oluşacaktır. 

Sınırlar kevgire döndü, duvar örülüyor ama merdiveni boş ver diyorlar. Niye mayın tarlaları temizlendi, niye sınırlar tarla haline getirildi bunu sorgulamak gerekiyor. Beka sorunu budur. Sınır namustur dedik, kendi elimizle sınırları tarlaya döndürdük. Suriye sınırında mayınlar temizlendi Suriye olayları başladı, İran sınırında mayınlar temizlendi Afgan istilası başladı. Tesadüf değil adım adım BOP. 

Bu gelişmeleri insan hakları, dayanışma, Türkiye hükümetinin yanlış politikası, muhacir, sığınmacı, zulüm ile savunmak veya çözüm üretmeden kışkırtıcı şekilde ret etmek, onları suçlamak sessiz çoğunluğu ahmak yerine koymaktır.  

Sessiz çoğunluk ayağa kalkacak. Milliyetçi Hükümet Değil, Milliyetçi İktidar İçin, El Ele, Gönül Gönüle. 

Tengri Biz Menen...

                                                                  Kumral Dede