www.ocianews.com/ bedava bahis bahis siteleri
Bugun...



Aydın Siyasetinin Recep Abisi Kimdir

Aydın siyasetinin son yıllarda en önemli isimlerinden biri olan Recep Taner, siyaset hayatına kurucu il başkanı olduğu İYİ Parti’de devam ediyor. İYİ Parti Aydın İl Başkanı olarak siyaset hayatını sürdüren Taner, çalışkan, mütevazı ve beyefendi kişiliğiyle Aydınlıların saygısını kazanan isimlerden biri oldu. ‘Aydın’ın Recep Abisi’ olarak da anılan Taner, birleştirici yapısıyla da partisinin en büyük güçlerinden biri olarak gösteriliyor. Son seçimlerde partisinin Aydın’da milletvekili çıkarmasında önemli katkısı olan Taner ile Ses Gazetesinde yayımlanan sohbeti şöyle.

facebook-paylas
Güncelleme: 21-01-2023 15:57:25 Tarih: 21-01-2023 14:56

Aydın Siyasetinin Recep Abisi Kimdir

Aydın siyasetinin son yıllarda en önemli isimlerinden biri olan Recep Taner, siyaset hayatına kurucu il başkanı olduğu İYİ Parti’de devam ediyor. İYİ Parti Aydın İl Başkanı olarak siyaset hayatını sürdüren Taner, çalışkan, mütevazı ve beyefendi kişiliğiyle Aydınlıların saygısını kazanan isimlerden biri oldu. ‘Aydın’ın Recep Abisi’ olarak da anılan Taner, birleştirici yapısıyla da partisinin en büyük güçlerinden biri olarak gösteriliyor. Son seçimlerde partisinin Aydın’da milletvekili çıkarmasında önemli katkısı olan Taner ile Ses Gazetesinde yayımlanan  sohbeti şöyle.

 

 

*Kendinizi tanıtabilir misiniz?


1957 yılında Aydın’ın Efeler ilçesinde doğdum. Aslen Koçarlı’nın Karacaören mahallesindenim. Çiftçi bir ailenin çocuğuyum. Yahya Kemal Beyatlı İlkokulu’nda okudum ve daha sonra İmam Hatip’te eğitim gördüm. İmam Hatip’in son döneminde ülkücülerin ağırlıkta olduğu, ambleminin de bozkurt olduğu Milli Türk Talebe Birliği’nin Aydın’daki kurucularından birisi oldum. Daha sonra Ülkü Ocakları’na geçtim. 1980 ihtilali döneminde Ülkü Ocakları’nda görev aldım. İzmir’in Buca ilçesinde ve Ortaklar Mahallesi’nde öğretmenlik okulunda eğitimi sürdürdüm. Ankara ve Kütahya sürgüne gönderildikten sonra mezun oldum. Lise yıllarında babamın arkadaşları olan muhasebecilerin yanında çalıştım. Okulum bittikten sonra tayinim çıktı ama devlet memurluğu yapmadım ve muhasebe hayatıma devam ettim. 1994 yılında Milliyetçi Hareket Partisi’nde siyasete başladım. İl muhasipliği ile başladığım görevim, Genel Merkez’in isteği ile 1999 yılında il başkanlığına geldi. 2007’ye kadar il başkanlığı görevimi sürdürdüm. O yıl, milletvekili seçilerek bir dönem görev yaptım. 2014 yılından sonra aktif siyasetten pasif siyasete geçtim. Ardından İYİ Parti’nin Aydın’da kurucu il başkanı oldum. Göreve bıraktıktan sonra geçtiğimiz ocak ayında yeniden geldiğim İYİ Parti Aydın İl Başkanlığı görevimi sürdürüyorum. Evliyim ve üç kız çocuk babasıyım.

*Hayatınızda bir dönüm noktası var mı? Gerek hayatınızda gerek kariyerinizde size etki eden bir kişi var mı?


8 Mart 1999 tarihinde MHP Genel Merkez tarafından il başkanı olarak görevlendirildim. Bu benim hayatımda dönüm noktası. İşlerim yoğun olduğu o dönemde siyaset yapma düşüncem yoktu. İl Başkanlığı görevim siyaset hayatıma yön verdi ve bugün hala siyaset hayatım aktif olarak devam ediyor. Çevremizde bulunan kişilerden olumlu ya da olumsuz etkileniriz. Ancak benim hayatıma etki eden kişi şair Dilaver Cebeci’dir.

*Hayatınızın olmazsa olmazı dediğiniz üç şey nedir?


Dostluk çok benim için çok önemlidir. Dostlarıma çok değer veririm. Ailem benim için çok önemlidir. Dünyaya yeniden gelsem tekrar aynı aileye sahip olmak isterim. Üzerimde çok büyük emekleri var. Hayatta bir yere geldiysem annem, babam, eşim ve çocuklarım sayesindedir. Dolayısıyla onların hakkını ödeyemem. Aydın halkının bize olan teveccühleri, ilgileri ve sempatileri, bizim için vazgeçilmez oldu.

*En sevdiğiniz huyunuz nedir?


Sakinliğim ve samimiyetim. Kamuoyuna sorsalar herhalde dürüstlüğüm derler. Dürüstlük bir meziyet değildir, herkeste olması gereken bir olgudur. Ama bu dönemde maalesef bir meziyet haline gelmeye başladı.

*En sevmediğiniz huyunuz nedir?


Karşımdaki insanlara çok çabuk inanırım, güvenirim. Bu anlamda karşımdaki insanlardan çok darbeler yedim, maddi ve manevi zararlar gördüm.

*Hayatta bir pişmanlığınız var mı?


Hayatımın şeklini değiştirecek, unutmaya çalışacağım bir pişmanlığım olmadı.

*20 yaşındaki kendinize ne söylemek isterdiniz?


O günlerin, bugünkü tecrübelerle yaşanması çok daha güzel olurdu. O dönemde sağ-sol kavgalarının olduğu ortam içinde bölünmüşlüklerin yaşandığı bir tablo vardı. O bölünmüşlüklerin içinde kendime bir cephede yer buldum. O cephede hayatımı devam ettirdim ama bugün geldiğim noktada Türkiye için çarenin bölünmüşlük değil birlik ve beraberlik sağlayacak şeylerin yapılması olduğunu söyleyecek duruma geldim. Kendime bu tavsiyede bulunmak isterdim.

*Neye tahammülünüz yok. En çok neye kızarsınız?


Ben harbi bir insanımdır. İnsanlıkların iki yüzlü olmasına tahammül edemiyorum. Yüzüne gülerken sırtını döndüğünde arkandan konuşmaları.

*Bu konuda yetenekliyim dediğiniz bir alan var mı?


Her konuda iyi olduğumu düşünüyorum. İyi bir şoförüm, iyi bir bilgisayar kullanıcısıyım, iyi bir dinleyicim, iyi bir sır saklayıcımdır. İnsan ilişkileri konusunda da iyi olduğumu düşünüyorum.

*Bir toteminiz var mı?


Totemim yok. Bu noktada şunu söyleyeyim. İnsanlar, bir şeyin doğru olduğuna inanırsa, onu yaparlarsa ondan fayda bulurlar.

*Aydın’ı tek kelimeyle anlatsanız ne dersiniz?


Yaşanacak yer. Eski valilerimiz, eski kaymakamlar, eski bürokratlar birçoğu Aydın’ı tanıdıktan sonra emekli olduklarında, hayatlarına Aydın’da devam ediyorlar.

*Elinizde sihirli bir değnek olsaydı, dünyada neyi değiştirirdiniz?


Devlet arası hukukun değişmesini isterdim. Dünyada pek çok ülke, diğer ülkelerin üzerinde hegemonya kurmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Ülkeler arasında mecbur kalmadıkça savaşların olmamasını isterdim.

*Dünyanın 8’inci harikasını seçmeyi size verselerdi, nereyi seçerdiniz?


Bütünüyle Aydın’ı seçerdim. Türkiye’de 81 il içinde iddia ediyorum Aydın gibi her ilçesinde tarihi eserlerin olduğu bir başka il daha yok. Aydın gerçekten dünyanın 8’inci harikası. Aydınlı olmaktan, Aydın’da yaşamaktan çok büyük mutluluk duyuyorum.

*En sevdiğiniz yemek?


Sarmaşık kavurması, patates, keşkeğe bayılırım.

*En sevmediğiniz yemek?


Bamya ve bakla yemeğini fazla tüketmiyorum.

*Hangi takımı tutuyorsunuz? En beğendiğiniz sporcu?


Milli Takımı ve Aydınspor’u tutuyorum. Kırkpınar Başpehlivan Cengizhan Şimşek’i beğeniyorum. Ben, kendim yörük çocuğuyum o da bir yörük çocuğu. Hayranlıkla maçlarını izlediğim bir güreşçimiz.

*Çocukluğunuza dair en çok neyi özlüyorsunuz?


Mahalledeki komşuluklar. Şu anda aynı apartmandaki insanlar birbirini tanımıyorlar. Bunun yanı sıra çocukluğumuzda esnaflarımız, sandalyeyi dükkanın kapısının girişine bırakıp
Cuma namazı kılmak için camiye gidiyorlardı. Bu tür bir güven ortamı vardı. Ayrıca biz, sokaklarda çeşitli oyunlar oynayarak büyüdük. Şu anda ise gençlik, cep telefonlarıyla bir hayat yaşıyorlar ne yazık ki. Şu anki çocuklarımızdan daha şanslı bir çocukluk dönemi yaşadığımızı düşünüyorum.

*Sizce, hayatı en değerli kılan şey nedir?


Sağlık. Sağlık olmadığı zaman hiçbir şeyin değeri yok.

*Bir film çekseniz ismi ve konusu ne olurdu?


Aydın’ın düşman işgalinden kurtarılışının anlatıldığı bir film çekmek isterdim.
İsmi de ‘Kurtarılış Aydın’ olurdu.

*Hayatta bir korkunuz var mı?


Yalnızlık. Allah kimseyi yalnız bırakmasın.

*En beğendiniz söz?


‘Sevgide serbestiyet, saygıda mecburiyet vardır’ sözünü beğeniyorum.

*Ne tür müzik dinliyorsunuz? En beğendiğiniz ses sanatçısı?


Türk Sanat Müziği ve Türk Halk Müziği dinlerim. Zeki Müren, Emel Sayın ve Muazzez Abacı severek dinlediğim ses sanatçılarından biridir.

*Hayatta en sevindiğiniz an?


Geçtiğimiz günlerde torunlarım oldu. Son dönemde en sevindiğim andır.

*Hayatta en üzüldüğünüz an?


Şehit haberlerini aldım an.

*Ailenize vakit ayırabiliyor musunuz?


Siyaset ve mesleğimden dolayı çocuklarıma çok fazla vakit ayıramadım. 2000 yılında çocuklarım bana sana doğum günü hediyesi getirdik dedi. Yalnız duvara asacağız dediler. Duvara ‘Paran çoksa alem yap dostlar ortam görsün, paran yoksa eve git çocuklar baba görsün’ yazısı astılar. Ben eşimin ‘Bizim eve de iftara gelecek misin?’ diye söylediğini biliyorum. Siyasetten dolayı her günümüzü dışarıda geçirdik. Dolayısıyla o dönemde ailemizle çok fazla ilgilenememiştik. Ancak son iki yıldır ailemle yaz-kış yazlıkta yaşıyorduk. Tekrar siyasete dönünce yeniden vakit ayırma süremiz, kısıtlanmaya başladı. Ama mümkün olduğunca aileme de vakit ayırmaya çalışıyorum.

*En sevdiğiniz renk?


Uçuk mavi, gri ve tonları.

*Günlük hayatta kullandığınız en sık kelime nedir?


Tabi ki

*En son izlediğiniz dizi ya da film? En beğendiğiniz sinema oyuncusu?


Tartışma programlarını izliyorum. Dizi ve filmlere çok fazla vakit ayıramıyorum. Rahmetli Cüneyt Arkın ve Kemal Sunal en beğendiğim sinema oyuncusudur.

*Bir şeyi icat etmek isteseydiniz bu ne olurdu?


Bilgisayarın icat edilmesi tüm dünya için güzel bir icat. Bu anlamda bilgisayarı ben icat etmek isterdim.

*Bir şeyin orijinaline sahip olmak isteseydiniz, bu ne olurdu?


Mustafa Kemal Atatürk’ün kullandığı bir eşyası.

*En son okuduğunuz kitap?


Murat Ağırel’in Sarmal adlı kitabını okudum.

*Hangi konu açıldığında sıkılırsınız?


Özel hayatlara dair açılan sohbetlerden sıkılırım.

*Yapmaktan keyif aldığınız şeyler nelerdir?


Balık tutmak, fotoğraf çekmek, müzik dinlemek, araba kullanmak.

*Gençlere bir çağrınız var mı?


Gençlerimize en önemli çağrım, benliklerini kaybetmemeleri. Çocuklarımız maalesef şu anda konuşma stilleriyle, davranışlarıyla, tavırlarıyla kendilerine çok yanlış kişileri örnek alıyorlar. Çok fazla bir yozlaşma var. Bugün maalesef televizyonlardaki diziler, yapılan programlar hepsi Türk’ün adetini, gelenek, göreneklerine, dinamit koyan yapımlar. Gençlerimizin aile büyüklerine sevgi-saygısı olmalı, kendi arkadaşlarıyla ikili ilişkileri iyi olmalı. Ben, gençlerimizin utanmadan, ailesini benim ailem diyebilecekleri bir ortamda yaşamalarını isterim. Ben bu noktada çocuklarımdan müteşekkirim. Birçok aileyi görüyorum. Çocuklar, aileleriyle bir arada gitmekten utanır durumdalar. O anne-baba, o çocukları dünya getirdi. Bu anlamda anne ve babaların hakkı ödenmez. Anne ve babalarından utanmamaları lazım. Dil ve şive bozulmaması lazım. Egeli, Aydınlı ve yörük olmaktan gurur duyuyorum. Şivemi düzeltmekle ilgili ben hiçbir şey yapmadım. Aynı şekilde devam etmekten yanayım. Bugün çocukların konuşmalardaki kısaltmalar, çok hoşuma gitmiyor. Ben yazım dilinde bile kısaltma kullanmıyorum. Gençlerimiz, kültürlerine, geleneklerine ve ailelerine sahip çıksınlar.

 SES GAZETESİ Mehmet Kavas Röportajı







İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÜLTÜR-SANAT Haberleri

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI